‘AKP’NİN SAĞLIKTAKİ YALANLARI’ RAPORLANDI
Güney'in Sesi GAZETESİ - CHP Gaziantep İl Başkanlığı bünyesinde çalışan Sağlık Komisyonu, sağlık alanında bölgesel eşitsizlikleri, Suriyeli nüfus, doğum ve ölüm oranları, bebek ve anne ölüm oranları ile kamu hastanelerinin durumunu veriler ve akamlar eşliğinde Gaziantep penceresinden yorumladı. Komisyon adına hazırladıkları raporu sunan Op. Dr. Ramazan Sürücü, Gaziantep'in sağlıkta geldiği noktanın da röntgenini çekti.
CHP Gaziantep Sağlık Komisyonu adına açıklamalarda bulunan Op.Dr. Ramazan Sürücü, yaptığı yazılı açıklamada, "Gaziantep ilimiz, resmi rakamlarla 500 bin civarında Suriyeli nüfus dahil edildiğinde ülkemizin nüfus bakımından en büyük 7. kentidir. Nüfusumuzun %21’i Suriyelilerden oluşmaktadır.
Demografik olarak; doğurganlık hızının, 0-14 yaş nüfus oranın en yüksek olduğu, 65 yaş ve üstü nüfusun en düşük olduğu illerden biriyiz. 1948 Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Tüzüğü'nde Sağlık: Yalnızca hastalık veya sakatlığın olmaması durumu değil, fiziksel, sosyal ve ruhsal yönden tam bir iyilik hali olarak tanımlanmıştır. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere sağlık; nüfusun tamamı için adil, eşit, ekonomik ve fiziksel olarak ulaşılabilir nitelikli ve yeterli hizmet alt yapısı, nitelikli ve yeterli insan gücünün varlığının yanında sağlığın sosyal belirleyicileri olarak tanımlanan milli gelirden sağlığa ayrılan pay, gelir düzeyi, gelir eşitsizliği, yoksulluk, hane halkı refah düzeyi, eğitim düzeyi, işsizlik, çalışma koşulları, sağlıklı bir biyolojik ve fiziki çevre, uygulanan sosyal ve ekonomik politikalardan bağımsız düşünülemez. Sağlık hakkı anayasal bir haktır. Devlet halkına eşit, adil, ulaşılabilir nitelikli ve yeterli sağlık alt yapısı, sağlık personeli ve gerekli ilaçları sağlamakla yükümlüdür. Bu bir lütuf değil, zorunluluktur! Ülkelerin ve şehirlerin gelişmişlik düzeylerini belirlemede kullanılan pek çok parametre vardır. Bunların bir kısmı eğitimle, teknolojiyle, üretimle ilgiliyken, sağlık hizmetlerinde alt yapı ve sağlık insan gücünün yeterliliğinin yanında, Doğumda beklenen yaşam ümidi, bebek ölüm hızı, beş yaş altı ölüm hızı ve Anne ölüm oranlarıdır. Bu oranların önemi sağlığın sosyal belirleyicileri ile doğrudan ilişkili olmaları ve sağlıktaki eşitsizlikleri ortaya koyabilmeleridir.
ÜZGÜNÜZ! SAĞLIK PARAMETRELERİNDE OECD ve AB ÜLKELERİNE GÖRE VERİLERİMİZ ÇOK KÖTÜ! AKP HALKIMIZA YALAN SÖYLÜYOR!
OECD ve AB ülkelerinde milli gelirden sağlığa ayrılan pay, birim nüfuslara düşen hastane yatağı, cihaz sayısı ve toplam Hekim, Diş Hekimi, Eczacı, Hemşire ve Ebe sayıları ülkemize göre; ortalama 2-3 kat yüksektir. Ülkemizde ise anne ölüm oranları 1.5 kat, bebek ve beş yaş altı ölüm oranları 3 kat daha yüksektir.. 20 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarının halkımıza birçok alanda olduğu gibi sağlık alanında da çizmiş olduğu pembe tablo maalesef gerçeği yansıtmamaktadır.
ADALET KELİMESİ AKP’nin SADECE ADINDA VAR! SAĞLIKTAKİ UYGULAMALARI TEK KELİMEYLE ADALETSİZ ve BAŞARISIZDIR!
Ülkemizde sağlık bakanlığı ve TÜİK resmi verilerine göre; Sağlık alanında Doğu ve Güneydoğu bölgeleri ve illeri aleyhine tam anlamıyla can yakıcı boyutta korkunç eşitsizlikler vardır. Gerek birim nüfus başına düşen hastane yatağı, erişkin yoğun bakım yatağı sayısı, Yeni doğan Yoğun Bakım Yatağı Sayısı, cihaz sayısı (MR, BT, Hemodiyaliz gibi), sağlık personeli sayıları (toplam hekim, uzman hekim, diş hekimi, eczacı, hemşire ve ebe) bakımından en düşük sayılara sahip bölgeler Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleridir. Öyle ki bu sayılar ülkemizdeki en yüksek olan bölgeye göre ortalama 2-3 kat düşüktür. İller bazında ve yıllara göre baktığımızda ise yine bu sayıların en düşük olduğu ilk 10 il ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu illeridir. Öyle ki en düşük illerimizle, en yüksek illerimiz arasındaki fark 4-5 kata kadar çıkmaktadır.
Bölgemizde sağlığın diğer sosyal belirleyicilerindeki olumsuzluklarda eklendiğinde bebek ölüm hızı, beş yaş altı çocuk ölüm hızı ve anne ölüm oranlarının en yüksek olduğu bölgeler Doğu ve Güneydoğu bölgeleridir. Bu bölgelerimizde en düşük olan bölgeden 3 kat daha fazla bebeğimiz, çocuğumuz ve annemiz ölmektedir. İller bazında ise bu oranların en yüksek olduğu ilk 10 il yıllar içerisinde değişmez biçimde Doğu ve Güneydoğu illeridir. Öyle ki birim ölüm hızlarının en yüksek olduğu illerimiz ile en düşük olan illerimiz arasındaki fark 6-6.5 kata kadar çıkmaktadır. Böyle bir ortamda ülkemizdeki sağlık hizmetinin ne başarısından, ne adaletinden ne de eşitliğinden söz edilemez!
SAĞLIK PERSONELİ SAYILARINDA SON SIRALARDAYIZ!
Gaziantep İlimiz özelinde baktığımızda da tablo maalesef iç karartıcıdır. Suriyeli nüfus eklendiğinde diğer illerle kıyasladığımızda İlimiz;
10 Bin Kişiye Düşen Hastane Yatağı Sayısında 58.sırada yer almaktadır.
100 Bin Kişiye Düşen sağlık personeli sayılarına baktığımızda;
Toplam Hekim Sayısı ülke ortalamamız 217 olup, GAZİANTEP toplam 130 hekim ile 76. sırada yer almaktadır. Ülkemizde Uzman hekim ortalaması 110’dur. İlimiz uzman hekim sayısı ise 67 olup, 59. sırada yer almaktadır. Pratisyen hekim ortalaması ülkemizde 63 olup, ilimiz GAZİANTEP toplam 45 pratisyen hekim ile 81. sırada yer almaktadır. Ülkemizde Diş hekimi sayısı ortalamamız 47 olup, GAZİANTEP toplam 26 Diş hekimi ile 69. sırada yer almaktadır. Toplam Eczacı sayısı Ülke ortalamamız 43.9 olup, ilimiz 39 ECZACI ile 51. Sıradadır. Ayrı ayrı incelendiğinde ilimiz 207 hemşire sayısı ile 72. Sırada, 45 ebe sayısı ile 79. sırada yer almaktadır.
Ayrıca mevcut haliyle İlimizde personel dağılım cetveline (PDC) göre; birçok uzmanlık branşında çok ciddi açıklar bulunmaktadır. Sağlık bakanlığına ait toplam 1317 uzman hekim ve uzman diş hekimi olması gerekirken, kadronun 859 olup, toplam 458 açık kadro bulunmaktadır. Başka bir ifadeyle toplam kadro açığı %35’tir. Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Genel Cerrahi gibi birçok branşta açık oranı %50’nin üzerindedir. Ağırlıklı olarak Çocuk Hastalıkları yan dal uzmanlığı ve Ağız ve Diş sağlığı yan dal uzmanlıkları olmak üzere birçok yan dal uzmanımız yoktur. Merkez ilçelerimiz Şehitkamil ve Şahinbey dışında sadece Nizip ve çok sınırlı sayıda İslahiye’de ameliyat yapılabilmektedir. İlimizde ASM başına, Acil istasyon ve ambulans başına düşen nüfus genel olarak Türkiye ortalamalarının üzerindedir.
GAZİANTEP’te KAMU SAĞLIK KURUMLARI YETERSİZ! VATANDAŞIN ÖZEL HASTANELERE GİDECEK PARASI YOK! SAĞLIĞIMIZ KİME EMANET?
Bütün bu kısıtlılıklara karşın, ilimiz kişi başı hekime müracaat sayılarında en yüksek illerden biridir.
İlimizdeki bir diğer özellik sağlık hizmetlerindeki özel hastanelerin payı her anlamda, Türkiye ortalamalarından yüksek olup, kabaca 2 katıdır. Örneğin İlimizde toplam hastane yatağı ve erişkin yoğun bakım yataklarının, yaklaşık yarısı özel hastanelerde, Yeni doğan Yoğun Bakım Yataklarının ise %73’ü özel hastanelerdedir. Yine ilimizde özellikle uzman hekimlerin yaklaşık yarısı özel hastanelerdedir. 2021 yılı verilerine göre Toplam doğumların %60’ından fazlası A grubu ameliyatların yarısından fazlası özel hastanelerde gerçekleşmektedir. Özetle kamu hastaneleri her anlamda yetersizdir ve ekonomik kriz nedeniyle hastalarımız eskisi gibi özel hastanelerden hizmet alamaz hale gelmiştir. Buda kamu hastanelerinde yığılmalara yol açmakta, ayları bulan randevu süreleriyle, tedavilerde gecikmeye ve hastaların durumunun daha da kötüleşmesine yol açmaktadır. Zaten randevu alınsa bile 5 dakikada bir muayene süreleriyle, teşhis ve tedavi neredeyse mümkün olamamaktadır. Hem hastalarımız hem de Hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımız mutsuz ve perişan durumdadır.
HİÇ Mİ VİCDANINIZ SIZLAMIYOR?
İlimizde beklenen yaşam ümidi kadınlarda 79.5 yaş olup, 79. Sırada, Erkeklerde 74.5 olup 75. Sıradadır ve Türkiye ortalamalarından düşüktür.
Ölüm hızlarına baktığımızda(not: resmi ölüm istatistiklerinde Suriyeli bebek. Çocuk ve anne ölümleri dahil değildir); İlimizde Anne ölüm oranı 16.7 olup, ülke ortalamamızdan 1.3 kat daha fazladır. Bebek ölüm hızımız (Bin canlı doğumda) yıllar içinde değişmez biçimde en yüksek ilk 5 içerisinde yer almaktadır. İlimizde Türkiye ortalamasından 1,5-2 kat, en düşük illerimize göre ortalama 4-5 kat daha fazla bebeğimiz ölmektedir.
Örneğin 2021 yılı verilerine göre Aynı yıl içerisinde birinci sıradaki Hakkari’de canlı doğan 1.000 bebekten 16’sı, 4. sıradaki ilimizde 15’i 1 yaşını tamamlamadan ölürken, en düşük olan ilimiz Bilecik’te 4 bebek ölmüştür. Başka bir ifadeyle 4 kat daha fazla Hakkari’ li, Urfa’lı, Siirt’li, Antep’li anne ve baba o tarifsiz acıyı yaşamaktadır. 2019 yılında birinci sırada yer alan ilimizde (bin canlı doğumda 16.2) en düşük olan ilimiz Karabük’e göre(binde 3) 5.4 kat fazla bebeğimiz ölmüştür. Bu acı tablonun boyutunu şöyle açıklayabiliriz. İlimizdeki doğum sayısı yıllık 50-55 bin arasındadır. Doğum sayısını ilimiz ve Karabük için 50 bin canlı doğum olarak kabul edelim. Bu oranlara göre İlimizde 810, Karabük’te ise 150 bebeğimizi 1 yaşını doldurmadan kaybedeceğimiz anlamına gelir. Yani ilimizde fazladan 660 evimizde beşikler boş kalmakta, fazladan 660 annemiz, babamız ve onların yakın çevreleri (dedeler, nineler, hala, dayı, teyze, amcalar, belki abiler, ablalar) gözyaşı dökmektedirler.
Beş yaş altı ölüm hızlarına baktığımızda da maalesef durum benzerdir. İlimiz yıllar içinde en yüksek 10 il arasında yer almaktadır. Özellikle son 4 yıldır ilimiz adına durumun daha da kötüleşmesi ve ilk beşe yükselmesi üzücüdür ve sorguya muhtaçtır. İlimizde yıllar içerisinde 5 yaşına ulaşmadan ölen çocuk sayısı oranı (binde), Türkiye ortalamasından 1,7 kat, en düşük illerimize göre 3.1-6 kat daha fazla çocuğumuz ölmektedir. Örneğin 2019 yılında en yüksek oran birinci ilimiz Şanlıurfa’da (binde 19.6), ikinci sırada yer alan ilimizde (binde 19.1) olarak gerçekleşmiştir. Aynı yıl en düşük olan ilimizde ise bu oran Binde 3’tür. Yani aynı yıl içinde ilimizde 6.4 kat daha fazla, beş yaşına ulaşmadan çocuğumuz ölmüştür. 2021 yılında oranın en yüksek olduğu ilimiz Hakkari’de 1.000 çocuktan 20.6’sı, 4. sıradaki ilimizde 17.6’sı 5 yaşını tamamlamadan ölürken, Bilecik’te 5.7 çocuk ölmüştür. Başka bir ifadeyle Hakkari’de 15 ve ilimizde 12 çocuğumuz fazladan ölmüştür!
AKP’li YEREL YÖNETİCİLER ve AKP’li MERKEZİ İKTİDAR İNSANLIK SUÇU İŞLEMEKTEDİR!
Görüldüğü gibi Sağlıkta her türlü eşitsizliğin belki de en can acıtıcı ve kabul edilemez sonuçları bebek, beş yaş altı çocuk ve anne ölümlerinde yaşanmaktadır. Bu durum 20 yıllık AKP iktidarının sağlıktaki piyasacı ve kötü ekonomik politikalarının yarattığı, gerek sağlık alt yapısı, gerek sağlıkta insan gücü yetersizliğinin ve sağlığın sosyal belirleyicileri noktasındaki olumsuzlukların net sonucudur. Bütün bu oranlar her anlamda sorguya muhtaçtır. Gaziantep 20 yıldır AKP’li belediyeler tarafından yönetilmektedir ve en yüksek sayıda AKP’li milletvekili ile temsil edilmektedir. Bu güne kadar çözüm noktasında samimi ve anlamlı hiçbir adım atılmamıştır. AKP iktidarı gerek yerel yönetimde gerekse merkezi düzeyde göstermiş olduğu duyarsızlık ve ayrımcı yaklaşımla bütün bu ölümlerin birinci derecede sorumlusudur. Önlenebilir, eşitsiz her bebek, her çocuk ve her anne ölümü insanlık suçudur. AKP iktidarı insanlık suçu işlemiştir. AKP iktidarı sağlıkta da anaların gözyaşlarını ayrıştırmıştır. Evet! Her bebek, çocuk ve anne ölümü önlenebilir, ön görülebilir ve sıfırlanabilir bir durum değildir. Ancak aynı sınırlar içinde yaşayan yurttaşlar arasında, sağlıktaki bu eşitsizlikler giderilebilir ve ortadan kaldırılabilir bir durumdur. Dahası bu hükümetlerin vatandaşlarına karşı anayasal bir sorumluluğu ve görevidir.
GAZİANTEP’LİLER SANDIKTA AKP’ye CEZASINI VERECEK!
Sağlık sisteminin başta finansman ve örgütlenme özellikleri olmak üzere değişik bileşenleriyle yol açtığı eşitsizlikler bireyler tarafından ortadan kaldırılamaz. Bireyin çabası dışında devletin, hem sağlığın sosyal belirleyicilerine yönelik hem de sağlık hizmetlerini daha ulaşılabilir ve kapsayıcı hale getirerek sağlık sistemine yönelik, samimi, kamucu, eşitlikçi uygulamaları hayata geçirmesiyle mümkündür. Partimizin programında ve millet ittifakı mutabakat metninde bütün bu sorunların farkındalığı ve çözümüne yönelik somut planların varlığı ülkemiz ve kentimizdeki tüm yurttaşlarımız için özellikle de bebeklerimiz, çocuklarımız ve annelerimiz için umut vericidir. Sevgili Gaziantep’liler gelin hep beraber bu umuda ortak olalım. AKP sağlığımıza iyi gelmemiştir. AKP sağlığa zararlıdır! Sevgili halkımız 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde oy tercihlerinde vicdanlarınızın sesini dinleyiniz! Fazladan ölen her bebeğimiz ve çocuğumuzun vebalini taşıyan AKP iktidarının bu insanlık suçuna ortak olmayınız!
SANA SÖZ! GAZİANTEP SAĞLIKTA DA HAKKINI ALACAK!"