DÜZİÇİ KÖY ENSTİTÜSÜ VE ÖĞRETMEN OKULU

Ne yazılsa ne çizilse anlatmakla bitmez. Köy çocuklarının ülke ekonomisine katkılarını bu satırlara sığdırmak olanaksızdır. Köy enstitüsü, Türkiye'de ilkokul öğretmeni yetiştirmek üzere 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı yasa ile faaliyete geçti. Tamamen Türkiye'ye özgü olan bu eğitim projesini 28 Aralık 1938 tarihinde Milli Eğitim Bakanı olan Hasan Âli Yücel bizzat yönetti. H.Ali Yücel’in görevlendirdiği o dönemin Milli Eğitim Bakanı İsmail Hakkı Tonguç geniş araştırmalar sonucu ülkemizde hayata geçirilmesine öncülük yaptı. Tamamı köy çocuklarının okuduğu bu okullar üretime dayalı eğitim programları ile yetiştirilip, yurdun dört bir yanında köy okullarında öğretmen olarak görev yapıyorlardı. Düziçi Köy Enstitüsü, Köy Enstitülerinin kuruluş tarihi olan 17 Nisan 1940 tarihinden kısa bir zaman sonra hemen açılır. Kurucu müdür olarak atanan Ahmet Lütfü Dağlar, Almanlardan kalan eski kolej binasının onarımına 13 Nisan 1940 günü başlar. Eğitmen kursu öğrencileri ve köylülerin bilek gücüyle 24 Nisan tarihinde binanın bir kısmı kullanılır hale getirilir. Alman binasını tam olarak kullanılır hale getirdikten sonra, Düziçi Köy Enstitülülerinin binalarının yapımına girişilir. Başta Birinci, İkinci, Üçüncü, Dördüncü bina olmak üzere okul binaları, yatakhaneler, yemekhane, lojmanlar, ahırlar, amfi tiyatro gibi binalar öğrencilerin hizmetine sunulur. Kısacası öğretmen okulları üretime dayalı öğrenci yetiştiren kurumlardı. Her öğrenci müzik, tarım, folklor, spor ,resim-iş, edebiyat ve vb tüm kollarda kendini yetiştirir. Köy enstitüleri 27 ocak 1954 yılında kapatılarak, yerini ilk öğretmen okuluna bıraktı. Düziçi gerçek yaşamla iç içedir. Düziçi’den mezun olan her öğrenci sosyal alanda kendini yetiştirmiş, gittiği her her yerde bu donanımlarını kendi öğrencilerine aktaran öğretmendir. Bizler Düziçi mezunları olarak hayattaki yerimizi aldık. Babalarımızın eğitim enstitüsü tecrübelerini ilk öğretmen okulu mezunları olarak, laik ve demokrasi çarkının bir parçası olarak yaşattık. Bizden öncekilerin bize bıraktıklarını biz de gelecek gençlere aktarmak için bu çalışma gayreti içindeyiz. Ülkemizin kurtuluşu üretmektir. Yani kısacası üretime dayalı eğitimin yaşama geçirilmesini sağlamaktır. Köy enstitüsü ve öğretmen okulu mezunları olarak kalbimiz tek atmalıdır. Her sene sayımız azalmakta. Sosyal medyada her gün bir neferimizi kaybetmekteyiz. Düziçi’deki her buluşma bizlerin bayramı ve mutluluğudur. 2 yıldır pandemi belasından dolayı bulaşamadık. Sevgilinin bulaşamaması gibi içimize kor ateşi düşüyor. Sevgili arkadaşlarım, ağabeylerim 17 Nisan’da büyük buluşmada sizleri görmeyi çok istiyorum. Ülkede emekli olmak zor, yaşamak zorlaşıyor, tüm zorluklara Düziçi mezunları göğüs gerecektir. Bizim kimyamızda, bizim biyolojimizde, bizim kanımızda Düziçi sevgisi olduğu sürece devam edecektir. ALİ  VEFA  YURDAL