GAÜN’de önemli eğitim

Gaziantep Üniversitesi(GAÜN) Hastanesi’nde, Gaziantep Üniversitesi ev sahipliğinde Fırat Üniversitesi ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTAK) desteğiyle “Sağlık Bilimleri Alanındaki Lisansüstü Öğrenciler için TÜBİTAK Proje Önerisi Hazırlama ve Yürütme” adlı eğitim düzenlendi. Hastane oditoryumunda düzenlenen eğitimin açılış konuşmasını yapan, GAÜN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Balat, “Herkesi saygı ile selamlıyor, hoş geldiniz diyorum. Bu güzel etkinlikte sizlerle bir arada olmaktan onur ve mutluluk duymaktayım. Konuşmama Descartes’ın “Düşünüyorum öyleyse varım” sözüyle başlamak istiyorum. Descartes’ın biyografisini yazan Adrien Baillet; Descartes’ın 23 yaşındayken çalışma esnasında çok üşüdüğünü ve sobalı bir odaya kendini kapattığından söz ediyor. Descartes, bu odada rüya görüyor. Descartes  gördüğü rüya neticesinde ilahi bir ruhun kendisine yeni bir felsefe gösterdiğine inanıyor. Adrien Baillet; Descartes’ın rüyasının bir tür patlayan kafa sendromu olduğunu yani düşünmekten kafasının patladığını söylüyor. Descartes o odadan çıktıktan sonra analitik geometriyi ve matematiksel yöntemi felsefeye uygulama fikrini formülize ediyor. Daha sonra bilim arayışı bütün çalışmalarının merkezi oluyor. Tüm doğruların birbiriyle bağlantılı olduğunu fark ediyor. Doğru bir temel bulunduğunda, mantıkla ilerlendiğinde bütün bilime ulaşılacağını söylüyor. Tüm bu aşamalardan sonra hepimizin bildiği “Düşünüyorum öyleyse varım” sözünü söylüyor. Kendimizi fark ettiğimiz andan itibaren bir düşünce halindeyiz. Akademik hayata uyarladığımız zaman gerçekten her şey bir fikir ve düşünceyle başlıyor. Sonrasında araştırma ve sonuçlar geliyor” ifadelerine yer verdi. Prof. Dr. Ayşe Balat sözlerine, “Bu eğitime katılan kursiyerlerimizi oldukça şanslı buluyorum. Çünkü bu işi, işin ehli ustalardan öğreneceksiniz. Sağlıklı bir düşünceyle, sağlıklı projeler üreteceğinize inanmanızı istiyorum. Yolunuza azimle devam edin. Azimle devam edilirse başarı arkasından gelir. Amerikalı bir gazeteci Atatürk’e nasıl başarılı olduğunu soruyor. Atatürk ise “Ben hayatımın hiçbir zamanında karamsarlık nedir bilmedim” şeklinde cevap veriyor. Atatürk’ün “ En büyük makam, en büyük hak çalışanlara ait olacaktır” diye bir sözü var. Bu sözünden, akademisyen olarak bilgi ve araştırmayı asla ihmal etmeyin mesajını alıyorum. Mevlana, “Bilgi sahibi olmanın yolu söz ile sanat bellemenin yolu ise iş ile olur” diyor. Siz kursiyerlerimiz bu eğitim sayesinde söz ile bilgileneceksiniz arkasından ise bu işin ustalarından projelere sanatsal dokunuşları öğreneceksiniz. Bu etkinliğin gerçekleşmesinde emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Eğitimin hepimiz için yararlı olmasını diliyorum” şeklinde devam etti. GAÜN Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şevki Hakan Eren ise, “Değerli katılımcılar hepiniz Gaziantep Üniversitesi’ne hoş geldiniz. Gaziantep Üniversitesi ev sahipliğinde Fırat Üniversitesi ve TÜBİTAK desteğiyle düzenlenen bu eğitimden katılımcıların çok fazla şey elde edeceğini düşünmekteyim. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı olarak uygulamalı eğitimlere çok önem vermekteyiz. Tüm kursiyerlere iyi bir eğitim diliyorum. Eğitimin düzenlenmesinde emeği geçen tüm hocalarımıza da teşekkürlerimi sunuyorum. Konuşmamı çok sevdiğim bir söz ile bitirmek isterim. İnsan aklın sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye ulaşamaz” şeklinde konuştu. Fırat Üniversitesi Farmakoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Şahna ise, “Etkinliğimize hoş geldiniz. Gaziantep Üniversitesi Rektör Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Ayşe Balat ve Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Şevki Hakan Eren bu etkinliğin Gaziantep’te düzenlenmesi hususunda bize çok büyük destek sağladılar ve kapılarını açtılar. Burada olduğumuz için çok mutluyuz. Amacımız bir fikirden yola çıkarak proje üretiminin nasıl gerçekleşeceği konusunda siz kursiyerlerimize bilgi birikimi sağlamaktır. Bu aşamada gerekli olan bütün konu başlıklarını sizlere anlatacağız. TÜBİTAK’ın ulusal ve uluslararası programlarını tanıtacağız. Her şey bir soru ile başlıyor. Fikriniz oluştuktan sonra araştırma sorusu ve hipotez geliştiriyorsunuz. Bu süreç arkasından proje önerisine dönüyor. Sağlam bir araştırma sorusu projenizin başlangıç anlamında en önemli sürecini oluşturuyor. Projeyi tamamen bir ikna etme metni olarak düşünmekteyiz. Konumuzun önemli, değerli olduğuna, yapılması gerektiğine, bunu yapacak en iyi ekibin de projedeki arkadaşlarımız olduğuna ikna etmeye çalışacaksınız. Bu süreci, bu eğitimde hep beraber konuşacağız. Eğitimde eleştirisel makale okumayı da anlatacağız. TÜBİTAK’ın proje alt kıvrımlarından da bahsedeceğiz. Etkin ve yetkin bir ekip olduğunuza panelistleri ikna etmeniz gerekecek. Bu eğitimde özgün değer, araştırma yöntemleri, metotlar, iş zaman çizelgesi, bütçe, yaygın etki bunların hepsini konuşacağız. Projenizin geçmesi büyük bir olay.  Ancak projenin bir de yürütme süreci var. Projeyi nasıl yürüteceğiz, nasıl devam ettireceğiz bunları da konuşacağız. Sonuç raporu yazmayı da anlatacağız. Sonuç raporu sonrası kabul süreci var. Arkasından bunların yayın olması gerekiyor. Tüm bu konularla ilgili sizlere bir farkındalık oluşturmaya çalışacağız. Çok iyi bir ekip ile buradayız. Etkin bir eğitici kadromuz var. Bu eğitimin düzenlemesine katkı sağlayan herkese tek tek teşekkürlerimi sunuyor, verimli bir eğitim diliyorum” dedi. Prof. Dr. Ayşe Balat, Prof. Dr. Şevki Hakan Eren, Doç. Dr. Ömer Faruk Cihan ve Doç. Dr. İlhan Bahşi’nin yerel düzenleme kurulunda yer aldığı eğitimde; Prof. Dr. Engin Şahna, Prof. Dr. Ahmet Ayar, Prof. Dr. Süleyman Sandal, Prof. Dr. Tuncay Demiryürek, Prof. Dr. Hakan Parlakpınar, Prof. Dr. Mete Özcan, Prof. Dr. Suat Tekin, Prof. Dr. Murat Kütük eğitimci olarak yer aldı. Açılış konuşmalarının ardından yerel düzenleme kurulu ve eğitimcilere teşekkür belgeleri takdim edilerek eğitime başlandı.