Gaziantepli İnsan Haklarıyla İlgili Ne Düşünüyor?

İnsan Hakları Günü, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin kabul edildiği gün olan 10 Aralık 1948'den bu yana her 10 Aralık'ta kutlanan gündür.   Güneyin Sesi Gazetesi -Güneyin Sesi Gazetesi olarak Gaziantep sokaklarında insanlara ‘İnsan hakları denilince aklınıza ne geliyor?’ sorusunu sorduk. Mikrofon uzattığımız kadın erkek, genç yaşlı her vatandaş Türkiye’de ve dünyada insan haklarının gasp edildiğini belirtti. Bazı vatandaşlar yaşam hakkından bahsederken, bazıları ise ekonomik, sosyal ve kültürel haklardan bahsetti. İşte Gaziantep’te yaşayan vatandaşların insan haklarıyla alakalı soruya verdiği yanıtlar; Hasan Çolak: “İnsan hakları denince akla insanların hak ve hukukunu savunma gelir. Türkiye’de maalesef öyle bir hak ve adalet göremiyorum. Bir adaletsizlik var. Yargının bağımsızlığı yok. Yargı siyasilerin tekeline geçmiş. İnsanların özlük hakları gasp edilmiş durumda. Memuru, işçinin eskiden olduğu gibi hakları korunmuyor. Ben hakkın, adaletin, hukukun olduğu tam bağımsız bir Türkiye hayal ediyorum. Esat Kaplan: “Türkiye’de hak falan yok. İnsan hakları denilen şey işine gelenler için vardır. İşine gelmeyenler için ne insan hakkı vardır ne de kul hakkı vardır. Ben dünyanın hiçbir yerinde insan hakkı olduğuna inanmıyorum. İnsan hakkını düşünenlere saygı duyuyorum ama insan hakkının olduğuna inanmıyorum. İnsanlar istediği gibi davranmalı, istediği gibi yaşamalı, içinden geldiği gibi sorabilmeli. İnsan kendi yorumunu katamadığı hiç bir şey için hak denilen bir şey yoktur.’’ Adnan Duymaz: “Bence insan hakları yok. Her şeyi görüyoruz, bir tane bile olumlu bir şey yok. İnsanların demokratik özgür bir ülkede yaşaması lazım ama ben göremiyorum. Adalet yok, hukuk yok. İnsanlar eziyet çekiyor. İnsanların geçim kaynakları yok. Gelir düzeyi düşük ve adaletsiz. Bazıları çok kazanıyor, ama büyük bir kesin ise zorluk içinde yaşıyor.’’ Mehmet Cengiz: “İnsan hakları denilince aklımıza insanların doğru ve huzurlu bir şekilde yaşaması gelir.’’ Mustafa Çalışkan: “İnsan hakkı denilince aklımıza insanların hür ve kendi özgürlüğü içerisinde kimsenin baskısı altında kalmadan yaşaması geliyor.’’ Fatma Yılmaz: “Çok içtenlikle söylemem gerekirse ülkemizin pürmelal hali geliyor insan hakkı denilince. Umarım hakkın, hukukun, üstün olduğu bir ülke oluruz.’’ Fevzi Şahin: “İnsan hakları denilince aklıma kişi hak ve hürriyetleri gelir. Kişinin düşünce özgürlüğü, kendi istediği gibi giyinebilme, kendini istediği gibi ifade edebilme, kendi yaşam koşullarını kendisinin belirlemesi gelir. Yani herhangi bir sınırın getirilmemesi hatta kişinin önünün açılması gerekiyor.’’ Hasan Hüseyin Öğretici: “İnsan hakları denilince aklımıza herkesin adil, özgür bir şekilde yaşaması gelir. Ben daha çok kapitalizme vurgu yapmak istiyorum. Bir kısmımız çok aç iken bir kısmımız çok fazla zengin. Masala kenar semtlerimizde insanların yaşantıları evleri, imkanları kısıtlı iken diğer kısımla arasında dağlar kadar fark var. Bu da insan haklarının olmadığını gösteriyor.’’ Umut Yeğin: “İnsan hakları, dil, din, ırk, renk gözetmeksizin insanların eşit ve özgür bir şekilde bu ülkede, bu dünyada yaşamasıdır. Aslında bugün ülkede de insan haklarına yeterince sahip çıkıldığının sağlandığının göstergeleri ne yazık ki görünmüyor. Örneğin mültecilerin hakları bakımından insan haklarına ne derece uygun şartlarda yaşıyorlar? Maalesef sömürüye maruz kalıyorlar, ucuz iş gücü olarak görülüyorlar. İşçiler emekçiler bakımından da aynı şekilde sıkıntılar var. Antep genelinde 15 günlüğüne eylem etkinlik yasağı ilan edildi. Talepleri dile getirmek üzere her türlü faaliyet valilik tarafından yasaklandı. İşçilerin de bu Aralık ayı sonunda asgari ücret belirlenecek ve bu yönde taleplerini dillendirildiği bir dönem bu. Bu yasaklar bu taleplerinin dile getirilmesinin önüne geçilmiş oldu bu da bir insan hakları gaspıdır. Keza bu ülkede Kürtlerin bu ülkede eşit haklar temelinde yaşamasının önünde büyük insan hakları gaspları var. Daha geçtiğimiz yıllarda sokağa çıkma yasaklarıyla bu gaspı görmüş olduk. İnsanın kendi dilini, kültürünü, kimliğini var edebilmesinin önüne geçe uygulamalar ne yazık ki halen söz konusu. Halen 21. Yüzyılda Kürt diye bir ulusun olup olmadığını tartışan bir güruh var. Bu içler acısı bir durum. Ne yazık ki ülkemizde insan haklarının yeterince sağlandığından bahsedemeyiz.’’ Orhan Erkılıç/Muhammet Abdulkadir Esen Güneyin Sesi Gazetesi