“KADINA YÖNELİK ŞİDDETE HAYIR”

Güney'in Sesi GAZETESİ - Gaziantep-Kilis Tabip Odası Yönetim Kurulu tarafından kadına yönelik şiddete ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada, "Bilindiği gibi “Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü” 1999 yılında Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilmiştir. Ülkemizde ve dünyanın her yerinde kadınlara yönelik her türlü şiddete karşı ses çıkarıyoruz. Bu gün yine bir kadın öldürüldü. Gaziantep-Kilis Tabip Odası (GKTO) olarak erkek şiddeti ile aramızdan alınan kadınları saygıyla anıyoruz Kadınlar her yeni güne yeni bir şiddet, baskı, savaş gerçeğiyle başlıyor. Bitmeyen savaşlar, ekonomik krizler, yoksulluk, tarihin her döneminde olduğu gibi toplumda yine en önce kadınları hedef alıyor. Savaşlar, ekolojik yıkım ve pandemi gerçeği ile tekrar gördük ki krizlerden beslenen erkek iktidarlar olurken, yıkıcı sonuçlarından en fazla ve ilk olarak kadınlar etkileniyor. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, cezasızlık ile sonuçlanan erkek şiddeti, güvencesiz çalışma ortamı, kadınları hayattan koparıyor ve katledilen kadın sayısı artıyor. Derinleşen ekonomik kriz kadınları daha fazla yoksullaştırıyor, işsiz bırakıyor. Yoksulluğun getirdiği sorunlarla bakım emeği sırtlarına yüklenmiş olan kadınların kaygıları, yaşam stresleri kat be kat artıyor. Yenidünya düzeni baskıcı politikaların da etkisi ile kadınlara yeni şiddet biçimi olarak yansımaktadır. Çocuk yaşta evliliğe zorlanma, taciz, tecavüz adı altında kadın kırımları boy göstermeye devam ediyor. Afganistan’da Taliban rejiminin ve İran’daki mollaların kadın ve çocuklara yaptıklarını gerici ve çağdışı uygulamaları tüm dünya seyrediyor. Bu anlayışa karşı direniş ve mücadele tüm kadınlara cesaret veriyor. Kadın sağlığını görmezden gelen sağlık hizmeti yapılanmasına karşı mücadelemizi sürdürüyoruz. HPV aşısının hedef kitlelere ulaştırılması, gebeliği önleyici yöntemlerin ve kadınlara yönelik koruyucu sağlık hizmetlerinin uygulanması konusunda mücadelemizi sürdüreceğiz. Bunalımlı ve sıkışmış kapitalist ve ataerkil sistem sorunlarının çözümünü bilim insanlarını, akademiyi, kadınları ve emekçileri susturmakta ve baskı altına almakta buluyor. Bu yolla toplumu gözdağı verilmeye çalışılıyor. Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen dünya tarihi boyunca gördüğümüz; ölümün karşısında üretken, baskının karşısında özgürlükçü yaşamadan, savaş ve şiddetin karşısında barıştan yana olan kadınlar var."