RANTSAL DÖNÜŞÜM MAĞDURLARI İÇİN RAPOR

Güney'in Sesi GAZETESİ - Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi tarafından Şehitkamil Belediyesi'nin kentsel dönüşüm projesinde mağdur edilen vatandaşlara yönelik gözlem ve inceleme raporu hazırlandı. Raporda, hak ihlalleri vurgusu yapıldı. Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi tarafından yapılan açıklamada, "Bu rapor, 31/01/2022 tarihinde Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi’ne yazılı başvuru yapan Hasan Bodur' un talebiyle yapılan gözlem ve incelemeler ile aynı konuda mağduriyeti bulunan komşusu Muazzez Özbilen'in sözlü talebiyle 14/02/2022 tarihinde Gaziantep ili Eydibaba Mahallesinde mağduriyet yaşanan olay yerinde yapılan gözlem, inceleme ve tespitlere dayanmaktadır. Eydibaba Mahallesi Bayer Caddesi No:17 Şehitkâmil /GAZİANTEP adresine Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi üyesi Av. Ahmet Ergin SÖZEN tarafından gidildiğinde Hasan Bodur' un resmi ikameti ve yaklaşık 50 yıldır ailesine ait olan 4 katlı binanın Gaziantep İpekyolu’nun Karşıyaka bölgesi tarafında olduğu, AKP İl Başkanlığının karşı tarafında konumlandığı gözlemlenmiştir. Dış bölgede yaptığımız incelemelerde, mahallede tek başına kalan Hasan Bodur’un ikameti dışındaki en yakın evin 300-400 m mesafede olduğu, evin etrafında yıkım işlemleri yapılan evlerin kalıntılarının olduğu, eve gidiş yolunun bozuk, stabil dahi olmayan bir yol haline geldiği, evin yakınında bulunan Cemil Alevli İlkokulu civarındaki çöp konteynırları dışında eve yakın herhangi bir çöp konteynırının bulunmadığı gözlemlenmiştir. Evin etrafında yıkım işlemleri sonrasında, normal belediye hizmetleri yapılmadığı için çöplerin döküldüğü ve bunların toplanmadığını gözlemlenmiştir. Hasan Bodur yönünden yaşanan hak ihlal gözlem ve tespitlerimiz; Hasan Bodur ve kardeşi Celile Bodur’la yaptığımız görüşmede, evlerinin baba mirası olduğunu, kendileri dâhil 15 mirasçının bulunduğunu, bu bölgede kentsel dönüşüme karar verilmesine rağmen yasa gereği işlem yapılmadığını, haricen anlaşmalarla ve oldukça düşük bedellere ikna ettirilerek insanların evlerinden çıkartıldığını, kend+ilerinin yasa gereği olarak yerinde kentsel dönüşümün uygulanmasını talep ettiklerini, üç ailenin barındığı evlerinin yerine, aynı bölgede en azından m2 hesabı 2 dairenin kendilerine verilmesi gerektiğini belirtmiştir. 1979 yılında arsası alınan evin 80’li yıllarda ilk katı, 90’lı yıllarda diğer katları ve terası yapıldığını, uzun yıllardır ailenin yaşamını geçirdiği yerin kendileri için sadece maddi değil manevi olarak da oldukça değerli olduğunu belirtmiştir. 2012 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla mahallenin kentsel dönüşüm alanı ilan edildiğini, ev yıkımları başladıkça sorunların da başladığını, yıkıntılarda madde bağımlısı, tekin olmayan kişilerin barınmaya başladığını, hali hazırda evlerinin bulunduğu arsaya devamlı hırsızların geldiğini, madde bağımlılarının arsada tuvalet ihtiyaçlarını giderdiğini ve tüm bunları izlemek durumunda bırakıldıklarını ifade etmişlerdir. Şehitkâmil Belediyesi’nden 2020 yılında resmi tebligatla evlerine dair teklif aldıklarını (240.000 TL), ancak kendilerinin evlerinin bedeli olamayacak bu miktarı kabul etmediklerini, kentsel dönüşüm kararı ve yürürlükteki mevzuat gereği işlem yapılmasını beklediklerini söylemişlerdir. Ancak belediyenin bedel artırımına gitmediği gibi, daha sonra asliye hukuk mahkemesinde tapu iptali ve tescil davası açtığını, söz konusu dosyanın halen derdest olduğunu belirtmişlerdir. Hasan Bodur ise, kentsel dönüşümde kamu yararı gözetilmediğinden bahisle idare mahkemesine dava açtıklarını ve mahkemece kendi talepleri gibi yürütmeyi durdurma kararı verildiğini, bu karar üzerine Şehitkâmil Belediyesi’nce kanuna aykırı şekilde kendilerinden izinsiz zorla özel mülkleri olan evlerine girerek karot (beton) örneği alındığını, bu örnek üzerinden evlerinin riskli yapı ilan edildiğini ve bu durumun tapuya şerh düşüldüğünü belirtmiştir. Ayrıca riskli yapı kararına karşı yasaya uygun şekilde evi güçlendirme projesi hazırlattıklarını ve Şehitkâmil Belediyesi’ne sunduklarını, ruhsat taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğini; bu red kararını idare mahkemesine taşıdıklarını ancak mahkemenin, “evlerinin kentsel dönüşüm alanında kaldığından bahisle” davayı reddettiğini belirtmiştir. Usule ve kanuna açıkça aykırı olan, aslında Anayasal haklardan olan barınma hakkını ve özel mülkiyet hakkını hiçe sayan Karot alma işleminin iptali için idare mahkemesine başvurduklarını, buradan çıkacak karar öncesinde belediyenin iktidar gücü ve baskı ile zorla yaptığı uygulamaya karşı ve kamuoyuna yaşadığı haksızlığı duyurmak için Gaziantep Bölge Adliye ve İdare Mahkemeleri önünde tek başına eyleme başladığını belirten Hasan Bodur, yaklaşık 6 aydır sıcak, soğuk demeden eylemine devam ettiğini, her şartta talepleri karşılanıncaya kadar eylemine devam edeceğini belirtmiştir. Hasan Bodur, beklentisi ve talebinin, yasaya uygun karar verilmesi, belediye tarafından anayasal barınma ve özel mülkiyet haklarına saygı duyulması, 50 yıllık yaşam alanlarının zulüm, zor kullanma ve baskı ile ellerinden alınmaması, bulundukları yerde kentsel dönüşüm yapılmasından ibaret olduğunu belirtmiştir. Gaziantep 3.İdare Mahkemesinde 17/02/2022 tarihinde görülen duruşma sonrası karot alma işleminin yasaya uygun alınmadığına dair karar çıkmadığı takdirde, Hasan Bodur vazgeçmeyeceğini ve adalet arayışını devam ettireceğini belirtmiş; Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi olarak destek ve dayanışmada bulunmamızı talep etmiştir.   Aynı bölgede evi bulunan ve benzer mağduriyeti yaşayan Muazzez Özbilen’i de ziyaret ederek talep ve şikâyetlerini aldık. Muazzez Özbilen de, kendi evinden zorla karot örneği alınarak, evinin riskli yapı ilan edildiğini ve yıkılmak istendiğini belirtmiştir. Baba mirası olan evde; evli olan kardeşi, eşi ve çocuklarıyla alt ve üst katlarda olmak üzere 4 katlı binada oturan Muazzez Özbilen de yasadışı işlemin iptali için idare mahkemesine dava açtığını belirtmiştir.   Muazzez Özbilen, talebinin yerinde kentsel dönüşüm ile anayasal haklardan olan barınma ve özel mülkiyet hakkına saygı duyulmasından ibaret olduğunu ifade etmiştir. Evleri yıkılan vatandaşların arsalarına belediye tarafından projelendirme ile lüks konut ve ticari alanlar yapılmakta; her biri 1,5-2 milyon TL ye henüz inşaat başlamadan satışa çıkmaktadır. Hal böyle iken 50 yıllık evlerinden edilecek bu insanların, temel barınma ve bulundukları yerde yaşamaya devam isteklerini karşılamak o kadar zor olmasa gerek. Sonuç ve Öneriler: Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi olarak ulusal ve uluslararası mevzuat açısından bariz bir hukuksuzluk durumu tarafımızca yerinde incelenip şu tespitler ve öneriler yapılmaktadır: -Hasan Bodur, Muazzez Özbilen ve benzer durumda kentsel dönüşüm mağduru olan vatandaşların talepleri koşulsuz derhal karşılanmalı, -Anayasal barınma ve özel mülkiyet hakları gereği gibi korunmalı, -Şehrimizde Kentsel dönüşüm kararı alındıktan sonra yapılan iş ve işlemlere (ihale, inşaat, alım-satım) dair şeffaf bir döküm ve açıklama yapılmalıdır. -T.C Cumhurbaşkanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Gaziantep Valiliği, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve söz konusu hukuksuzluğa neden olan Şehitkâmil Belediyesi’nce vatandaşların hakkı talepleri gibi yerine getirilmelidir. -Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi olarak şimdiye kadar sahipsiz bırakılan kentsel dönüşüm mağdurlarının gönüllü olarak yanındayız. Hukuki haklarını alana kadar dayanışmaya devam edeceğiz" ifadeleri yer aldı.