“ÖĞRETMENLERİN SORUNLARINA ÇÖZÜM BULUNSUN”

Güney'in Sesi GAZETESİ - Eğitim-Sen Gaziantep şubesi okulların açılmasıyla birlikte öğretmenlik meslek kanunu ve öğretmenlerin yaşadığı sorunlara ilişkin basın açıklaması düzenledi. Yeşilsu Meydanı’nda düzenlenen açıklamaya siyasi parti ve STK’lar da destek verdi. Açıklamayı Eğitim-Sen Gaziantep şube başkanı Ömer Parlakçı okudu. Parlakçı, “Haklarını arayan öğretmenlere karşı dayatılan politika aynı şekilde meslek kanununda da karşımıza çıkıyor. Öğretmenlerin maddi ve manevi yaşadığı sorunlar gözardı ediliyor. Okulların açılmasıyla birlikte barınma sorunu başta olmak üzere birçok sorun sevgili hocalarımızın boğazını sıkıyor. Meslek kanununda özel okulda eğitim veren öğretmenlere ilişkin bir madde yok. Bu durum öğretmen istihdamını olumsuz yönde etkiliyor. Meslek Kanununun yeniden düzenlenmesi gerekiyor” dedi. Ömer Parlakçı, öğretmenlik meslek kanunun 1966 yılında çıkan ILO ve UNESCO’nun Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararına uygun halde düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. Açıklama şu şekilde; “8 Eylül’de Milli Eğitim Bakanlığı önünde taleplerimizi iletmek isterken, Genel Merkezimiz ve Ankara 1 No’lu Şubemizin önünde sendikal hak ve özgürlüklerimiz yok sayılarak polis şiddetine maruz kaldık. İçişleri Bakanlığı, Ankara Valiliği ve kolluk gücü uluslararası sözleşmelere, anayasaya ve iç hukuk normlarına aykırı biçimde hareket ederek açıkça suç işledi. Öğretmenlik Meslek Kanunu, muhatabı olan öğretmenlerin iradesi dışında, onların hakları ve taleplerini dikkate almadan hazırlanmış, eğitim emekçilerinin bütün eleştirilerine rağmen, iktidar tarafından yasalaştırılmıştır. Anayasa Mahkemesi süreci devam ederken yönetmelik yayınlanmış ve öğretmenlik kariyer basamakları sürecinin uygulamasına başlanmıştır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi’nin bir an önce bu haksız süreci durdurmaya yönelik olarak karar sürecini hızlandırmasını talep ediyoruz. Talepler şöyle listelendi: • Öğretmenlik Meslek Kanunu, farklı branşlarda da olsalar aynı okulda ve aynı sınıfta öğrencilerine emek veren öğretmenleri, farklı kariyerlere ayrıştırarak ve bu yapay ayrıştırmaya göre farklı maaş uygulamasını meşrulaştırmaya çalışarak öğretmenler arasında eşitsizliğe yol açan bir düzenlemedir. • Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ücretli öğretmen uygulamasına son verilmesi, sözleşmeli öğretmenlerin tüm hakları ile kadroya geçirilmesi beklenirken tersine bu Kanun kadrolu öğretmenleri öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen hiyerarşisine tabi tutmuştur. Oysa tüm öğretmenlerin asıl beklentisi, güvenceli iştir, eşit işe eşit ücrettir ve mesleki itibardır, saygıdır. • Öğretmenlik Meslek Kanunu merkezi yazılı sınavı kaldırarak yerine “Adaylık Değerlendirme Komisyonu” oluşturmuş ve böylece öğretmenliğe ilk atanmada mülakatın bir benzeri siyasal ayrımcılığa yol açacak keyfi ve baskıcı bir süreci başlatmıştır. • Öğretmenlik Meslek Kanunu “sınavsız kariyer olmaz” diyor. Kariyer basamakları arasındaki geçiş sınavlarının öğretmenler, veliler ve öğrenciler üzerinde çok olumsuz etkileri ortaya çıkacaktır. Öğrencilerine yıllarca emek vermesine karşın yeterlilik sınavına maruz kalan öğretmenin hissedeceği duygular eğitimin niteliğine gölge düşürecektir. • Ekonomik krizin derinleştiği ve eğitim emekçilerinin enflasyon karşısında ezildiği bu dönemde emekçilerin ekonomik ve özlük hak kazanımlarının kariyer basamaklarına ve sınavlara endekslenmesi asla kabul edilemez. • Velilerin algısında “nitelikli okul” ve “niteliksiz okul”  ayrımlarına “yeterli öğretmen” ve “yetersiz öğretmen” ayrımı eklenecektir. Velilerin bakış açısında yaratılan bu algı, öğrenciler üzerinde de ciddi etkiler oluşturacaktır. Okulda “uzman öğretmenin sınıfı” ve “başöğretmen sınıfı” oluşacak ve algı düzeyinde eğitim hakkının sağlanmasında eşitsiz uygulamalar ortaya çıkacaktır. Bu süreç öğretmenin mesleki saygınlığını,  okul ve aile arasındaki iletişimi ve çalışma barışını bozacaktır. • Kanunda özel okullarda çalışan öğretmenlere ilişkin herhangi bir düzenleme yoktur. Bu durum öğretmen istihdamında eşitlik ve eşit işe eşit ücret ilkesine ilişkin en önemli sorun olmayı sürdürmektedir. Özel okul öğretmenlerinin Öğretmenlik Meslek Kanunu kapsamında değerlendirilmemiş olması bu meslektaşlarımızın piyasacı eğitim anlayışı içerisinde ucuz iş gücü olarak görüldüklerinin de bir kanıtıdır. Kentimizde, Şahinbey ve Şehitkâmil Belediyelerinin öğretmenlere 1500 TL eğitim öğretim ödeneği verecek olması, öğretmenlerin itibarsızlaştırma sürecinin bir devamıdır. Belediyelerin öğretmenlere 1500 TL ödeyecek olması, öğretmenlerin ekonomik anlamda ne kadar zor durumda olduğunun göstergesidir. Bizler, belediyelerin görevi olmayan bu tür sosyal yardımlar yerine, iktidarın maaşlarımızı yoksulluk sınırının üzerine çıkaracak düzenlemeler yapmasını bekliyoruz”