Şenyaşarların Ölümüne İlişkin İddianame 18 Ay Sonra Hazırlandı: Olay Değil Aile Soruşturuldu

ŞANLIURFA – Suruç'ta AKP’li İbrahim Yıldız’ın akrabalarının saldırısı sonucu Esvet, Celal ve Adil Şenyaşar ile Mehmet Şah Yıldız yaşamını yitirdiği olaya ilişkin 18 ay sonra iddianame hazırlandı. Baba Esvet Şenyaşar'ın ölümüne yer verilmeyen iddianamede daha çok Şenyaşar ailesinin soruşturulması dikkat çekti.
Şanlıurfa’nın Suruç İlçesinde 24 Haziran 2018 genel seçim sürecinde AKP’li İbrahim Halil Yıldız’ın korumaları ve yakınlarının Şenyaşar ailesine ait iş yeri ve hastanede devam eden silahlı saldırılarında Hacı Esvet Şenyaşar, çocukları Celal ve Adil ile AKP’li Yıldız’ın ağabeyi Mehmet Şah Yıldız yaşamını yitirmişti. Yaşanan olaydan 18 ay sonra Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame  hazırlandı.
Silahlı kavga sonrası Suruç Devlet Hastanesi'nde Yıldız ailesi bireylerinin saldırısında hayatını kaybeden baba Esvet Şenyaşar’ın ölümüne yer verilmeyen iddianamede Adil, Celal Şenyaşar ile Milletvekili Yıldız’ın kardeşi Mehmet Şah Yıldız’ın ölümüyle kısıtlı kaldı.
İddianamede tutuklu Fadıl Şenyaşar ile Ferit Şenyaşar, Kenan, Abdurrahman, Mustafa, Nihat ve Süleyman Yıldız müşteki şüpheli olarak yer alırken Enver, Ali, Mehmet ile İbrahim Yıldız, İbrahim Halil ve Mehmet Şimşek ise şüpheli olarak yer aldı.
'ÖRGÜTLE BAĞ' ARAŞTIRMASI 
Ramazan Bayramı’nın Arife günü olan 14 Haziran 2018 günü saat 15.50 sıralarında AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın seçim çalışması için sırasıyla esnaf ziyaretleri gerçekleştirdiği “İstanbul Ucuzluk” isimli iş yerine yaptığı ziyarette çıkan tartışma nedeniyle İbrahim Halil Yıldız’ın söz konusu yerden ayrılmasına müteakip işyeri sahipleri olan Şenyaşar ailesi mensupları ile Yıldız ailesi mensupları arasında kavga çıktığı belirtilen iddianamede, “Devamında gelişen öldürme olayları sonucu Mehmet Şah Yıldız’ın ateşli silahla öldüğü, Süleyman, Mustafa, Nihat Yıldız'ın ateşli silahla hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı beraberlerinde ki diğer kişilerden Engin Şimşek ve Ahmet Çetin’in ateşli silahla yaralandığı, Esvet, Adil ve Celal Şenyaşar’ın öldüğü, Mehmet Şenyaşar’ın ateşli silahla yaralandığı, Suruç Devlet Hastanesi ve ambulanslarının zarar gördüğü, 6136 sayılı yasaya aykırılık ve diğer yaralama suçlarının işlendiği adli olaylar meydana gelmiştir. Milletvekili adayı İbrahim Halil Yıldız’ın seçim öncesi 'esnaf ziyaretleri' şeklinde gerçekleştirilen seçim çalışması sırasında meydana gelen olayların; demokratik bir toplumda siyasi partilerin aday ve mensuplarının her seçim dönemi rutin olarak gerçekleştirdikleri esnaf ziyaretlerinin böylesi ağır bir olaya neden olmayacağı gerçeği karşısında; tarafların terör örgütleri ile bağlantısı ya da olağan dışı radikal yönlerinin bulunup bulunmadığının ortaya konulması gerektirmiştir” denildi.
ŞENYAŞAR AİLESİ SORUŞTURURULUYOR
Olayın gelişimine yer verilen kısmın ardından iddianame, Şenyaşar ailesinin soruşturma kayıt araştırmasıyla devam ediyor. Baba Esvet Şenyaşar’ın 23 Aralık 2016 tarihinde “PKK/KCK terör örgütünün kayyum atanan belediyelere ve atanan kayyumlara, Ak parti yöneticileri ve askerlere yönelik eylem planlandığı” şeklinde edinilen istihbarat çerçevesinde gözaltına alındığı ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı belirtiliyor. Şüpheli Fadıl, Adil ve Celal Şenyaşar, hakkında ise herhangi bir soruşturma kaydının bulunmadığı belirleniyor.  Sicil kaydının ardından başsavcılık Şenyaşar ailesi üyelerinin sosyal medya hesaplarını incelemeye alıyor. Celal ve Ferit Şenyaşar’ın sosyal medya hesapların herhangi bir suç unsuru içeren paylaşıma rastlamayan savcılık Fadıl Şenyaşar’ın "Foursquare" isimli sosyal medya platformunda açtığı hesabın profil fotoğrafına koyduğu resim için “PKK terör örgütünü simgeleyen işaretler ve renklerin yer aldığı bez parçası ile zafer işareti yaparak paylaşım yaptığı yer almaktadır” değerlendirmesi yapılırken PKK yöneticisi Murat Karayılan’ın ANF üzerinden yaptığı açıklamada Şenyaşar ailesi için, “Şehit Celal ve Adil'in annesi daha fazla ağlayıp düşmanı sevindirmesin. Ama şunu iyi bilmeli ki ahı yerde kalmayacaktır. Sadece bu kadarını söylüyorum” dediğine iddianamede yer veriliyor.
‘TUZAĞIN İÇİNE ÇEKİLDİM’
İddianamede, İbrahim Halil Yıldız'ın ifadesine yer verildi.  “Selamın aleyküm” diyerek Şenyaşar ailesine ait dükkâna bayramlarını kutlamak için girdiğini ifadesinde belirten Milletvekili Yıldız, dükkân sahibinin kendisine iyi bakmadığını iddia etti. Gönülsüz şekilde karşı tarafın elini uzatması üzerine dışarı çıktığını anlatan Yıldız, “Ancak kendisi konuşmaya başladı. ‘Siz Ak Partililer bu memleketi mahvetmişsiniz’ dedi. Ben de kendisine 'Elinizde rahatsız olduğunuzu gösteren bir belge varsa ben bu sorunla ilgileneyim' dedim. Orada bir tuzağın içine doğru çekilmeye başladığımı hissettim ve ayrılmak istedim. Dükkân sahibi konuşmasına devam etti: ‘Nedir bu sizden çektiğimiz, bizim ne olduğumuzu biliyorsun, PKK'lı olduğumuzu bilmiyor musun, siz namussuzsunuz, Ak Partililer karılarımıza kızlarımıza el atıyor’ dedi. Bu sırada dükkân sahibi ya da diğeri bize hitaben ‘S. olun, gidin buradan ‘ dedi.  Daha sonra görüntüleri izlerken fotoğraf çeken kişinin Nesih Şimşek olduğunu gördüm. Düşündüğüm zaman olayın gelişimi içerisinde benim dükkânda biraz daha zaman kaybetmem amaçlanmıştı. Araştırdığımda Nesih Şimşek'in PKK'nin dağ kadrosunda yıllarca kaldığını, etkin pişmanlıktan faydalanarak dışarı çıktığını öğrendim. Bu kez arkamda bir tartışma oldu ve ben iteklendim. Ben 'Bir şey yok sakin olun' anlamında bir şeyler söyledim. Korumalarım beni yürüyerek Suruç Meydanı'nın oraya götürdüler ve Nar Kafe isimli iş yerine oturttular. Kafedeyken silah sesleri gelmeye başladı” ifadelerini kullandı.
FOTOĞRAFLAR ÜZERİNDEN OLAYA YER VERİLDİ
İddianamede dükkânın içinde bulunan kamera görüntülerinden alınan kesitlerle olayın en başından itibaren nasıl başladığı ve kimin kimi silahla ya da sopayla yaraladığı da açıklamalar ve kamera görüntülerinden alınan fotoğraflar üzerinden tanımlanıyor.
Dükkân içinde arbedenin başlamasıyla birlikte dükkanın önüne sivil polislerin geldiği ve olayı yatıştırmaya çalıştıkları belirtilen iddianamede, “Celal ve Adil Şenyaşar'ın işyerinin iç kısmına doğru götürüldüğü, dışarıdaki kalabalığın uzaklaştığı, bir süre sonra Kenan ve Süleyman Yıldız'ın işyerine tekrar girmeleri ile peşlerinden Mehmet Şah, Mustafa, Abdurrahman ve İbrahim Yıldız'ın geldiği, işyeri içinde Celal, Adil ve Ferit Şenyaşar ile Süleyman, Kenan, İbrahim, Ali, Nihat, Enver ve Mehmet Yıldız, Engin Şimşek'in işyerinin içerisine tekrar girerek karşılıklı olarak her iki grup arasında ellerine geçirdikleri sopa ve diğer eşyalarla birbirlerine vurmaya başladıkları anlaşılmıştır” denildi.
TELEFON DİNLEMESİNE RAĞMEN YAKALANAMAMIŞ
Şüphelilerden Enver ve İbrahim Yıldız'ın olay sonrasında kaçtıkları, haklarında yakalama emri çıkarıldığı belirtildi. İddianamede, yakalanmaları ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla şüpheliler İbrahim ve Enver Yıldız'ın iletişimin dinlenilmesi, kayda alınması ve tespiti tedbirinin uygulandığı ifade edildi. Tedbir çerçevesinde, şüphelilerin yakalanması amacıyla konutlarında aramalar ve çevre araştırmalarının yapıldığı ancak yakalanamadıklarına yer verilirken, “Şanlıurfa 2'nci Sulh Ceza hâkimliğinin 04/07/2018 tarih ve 2018/2243 sayılı kararı uyarınca Şüpheli Enver Yıldız'ın iletişimin kayda alınması tape kaydı çerçevesinde 19.08.2018 tarih, Enver Yıldız: 'Arkama döndüm baktım abim karnını tutuyordu, bende çektim vurdum' dediği tespit edilmiştir. Şüpheli Enver Yıldız'ın Cumhuriyet Başsavcılığımıza gelerek suçta kullandığı Ruger marka tabancası ile birlikte teslim olduğu, şüpheli İbrahim Yıldız'ın ise hakkında yakalama emri halen bulunuyor olup halen aranmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
‘SALDIRIYI DEFETMEK İÇİN SİLAHLA ATEŞ ETTİM’
14 Haziran günü saat 16.00 sıralarında işyerinde çalışmakta iken bir kaç şahsın İstanbul Ucuzluk isimli işyerini çalıştıran Celal, Mehmet ve Adil isimli kardeşlerini kastederek "abinleri dövüyorlar" diye bağırdığını aktaran Fadıl Şenyaşar, dükkanında bulunan ruhsatsız tabancasını alarak ağabeyi Ferit’le birlikte kardeşlerinin dükkanına gittiği yönündeki ifadelerine de yer verildi. Dışarıda eli sopalı ve demirli bir kalabalık grup gördüğünü aktaran Fadıl Şenyar ifadesinde, “İşyerinin içerisine girdiğimde içeride daha önceden görmediğim ve şuan görsem de tanıyamayacağım şahısların abim Ferit ve Adil'i dövdüklerini gördüm. Bende müdahale ettim. Bana da saldırmaları üzerine ve saldırıyı defetmek amacıyla elimde bulunan silahla ateş etmeye başladım. Ancak kaç el ateş ettiğimi hatırlamıyorum. Daha sonra şahıslar üzerime gelerek elimden silahı aldılar. Daha sonra sopa ve bıçakla beni yaraladılar. Ayrıca olay esnasında ilk bana saldırdıklarında sol kolumdan silahla yaralandım ancak yoğun kalabalıktan dolayı kimin ateş ettiğini göremedim. Daha önce benim ve abimlerin herhangi bir kimseyle husumetimiz yoktu. Abimlerle şahıslar arasında nasıl bir konuşma ve tartışma geçtiğini bilmiyorum” dedi.
‘PKK’DEN DOLAYI KAÇTIM’
Milletvekili Yıldız’ın üvey kardeşi Enver Yıldız ise kardeşinin çarşıda ziyaret yaptığı esnada sahibi arkadaşı olan bir tekel bayide olduğunu söyledi. Silah ve bağrışların gelmesi üzerine kavganın olduğu dükkâna gittiğini söyleyen Yıldız, şöyle konuştu: “Abdurrahman Yıldız ‘Amca amca beni öldürüyor’ diye bağırınca ben belimde olan silahı çekip şuursuzca 2-3 el ateş ettim, ateş etmemin etkisiyle Adil Şenyaşar yere düştü. Ben işyerinden dışarı çıkıp olay yerinden uzaklaştım, sonra geri işyerinin önüne geldim kardeşim Mehmet Şah Yıldız'ı işyerinin önünde yerde kanlar içinde yattığını gördüm, onu alıp belediyenin önüne götürüp bir araca koyup oradan hastaneye gönderdik. Sonradan ben köye gidip saklandım zira bölgede terör olayları yoğundu, PKK terör örgütü de devamlı bize ve ailemize tehditler savurmaktaydı bunun etkisiyle korktuğumdan sonradan gidip teslim olmadım, bugün kendi rızam ile olayda kullandığım tabancayı da beraberimde getirerek teslim oldum. Tabancamı rızam ile teslim ediyorum muhafaza altına alınmasına mükâfatım vardı. İbrahim Yıldız'ın nerede olduğunu bilmiyorum. Olaya ilişkin olarak Youtube de bulunan kamera görüntülerinde olay sonrasında izlemiştim. Bir insanın öldürülmesi iyi bir duygu değil bu nedenle üzgünüm.”
MİLLETVEKİLİ YAKINLARININ BEYANLARI ÇELİŞKİLİ
Milletvekili Yıldız’ın yakınlarının olay sonrasında verdikleri ifadelerde çelişkilerin olduğu iddianamede de göze çarpıyor. Ali Yıldız milletvekilinin dışarı çıktığı esnada Celal Şenyaşar’ın milletvekiline karşı “Namussuz, pezevenk”, Adil Şenyaşar’ın da “Vekili dışarıya bırakmayın, vurun onu dışarı çıkmasın” diyerek hakaret ettiğini söylerken, Mehmet Şimşek ise Şenyaşar’lardan birisinin “Milletvekilimiz İbrahim Halil Yıldız'ın Mecliste yapmış olduğu bir konuşmasından dolayı o tokatın hesabını verecek şeklinde sözler söylüyordu” dediğini ifade de aktardı. Milletvekili Yıldız’da, Şenyaşar’ların kendisine “Nedir bu sizden çektiğimiz, bizim ne olduğumuzu biliyorsun, PKK'lı olduğumuzu bilmiyor musun, siz namussuzsunuz, Ak Partililer karılarımıza kızlarımıza el atıyor” dediğini ifadesinde yer vermişti.
OLAY TANIĞININ İFADELERİNE YER VERİLDİ
Olayın yaşandığı "İstanbul Ucuzluk Pazarı" isimli dükkânın hemen yanındaki dükkanın sahibi olan ve olaya yakından tanık olan kavga esnasında da yaralanan Ahmet Çetin ise, “Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın Celal'in dükkanına uğradığını gördüm. Bir dakikadan biraz fazla Celal'in dükkânında kaldılar. İçeriden tartışma sesleri geldi. Ben son andaki bazı konuşmalara şahit oldum. Celal Şenyaşar vekile tam olarak şu cümleleri söyledi: 'Bazı çakallar bu köşelere geliyorlar, hırsızlık yapıyorlar, milletin cüzdanlarını çalıyorlar, kimse ses etmiyor, eroinciler var, tinerciler var, siz bunlara müdahale etmiyorsunuz' dedi. Vekil buna cevap vermedi ancak canı sıkılmıştı. Ondan sonra 'Hadi neyse çıkalım' dedi. Tam olarak bu cümleyi söyledi. Celal Şenyaşar HDP'yi destekliyordu. Ancak tartışma sırasında 'Ben PKK'lıyım, ben HDP'liyim, ben size oy vermeyeceğim' dediğini duymadım” ifadelerini kullandı.
‘ESVET ŞENYAŞAR HASTANEDE ÖLDÜRÜLDÜ’
Milletvekilinin dükkânda çıktığı esnada 3-4 kişilik bir grubun küfrederek içeriye doğru yöneldiğini anlatan Çetin, Şenyaşar’larında karşılık verdiğini söyledi. Araya girerek tarafları sakinleştirmeye çalıştığını aktaran Çetin, “Ben 'Durun yapmayın' diye bağırırken, bir silah sesi geldi. Baktığımda kolumdan kan fışkırıyordu. Ben komşum Reşit Çetin'in yanına giderek yaramı sardım. Ambulans istedim. Ben yeğenim Salih Güngör ile birlikte benim aracımla üçümüz birlikte hastaneye gittik. Ben hastaneye vardığımda Vekilin abisi Mehmet Şah Yıldız'a sedye üzerinde kalp masajı yapıyorlardı. Salih bir doktor istedi. Ancak sağlıkçılar sedyedekinin durumunun daha ağır olduğunu söyleyerek beklememizi istediler. Bunun üzerine beni Şanlıurfa'ya getirdi. Hastaneye vardığımda Mehmet Şah Yıldız'ın yanında 20 kadar kişi vardı. Ben Esvet Şenyaşar'ı ve eşini çok iyi tanıyorum. Benim ziyaretime gelen Reşit ya da konfeksiyoncu Mevlüt isimli kişi, Esvet'in çocuklarının hastaneye kaldırıldığını öğrenince Esvet'i bir arabayla hastaneye bırakmış. Dükkânda Şenyaşar'lardan bir kişi ölmüş diğer ikisi hastanede öldürülmüş diye anlattılar. Zaten ben Esvet'in hastanede öldürüldüğünü zaten biliyorum. Zira iş yerinde değildi. Hatta onun da başına bir kurşun sıkmışlar diye anlattılar” diye ifade verdi.
13 KİŞİ HAKKINDA CEZA TALEP EDİLDİ
Delilleri ve ifadeleri hukuki olarak değerlendiren başsavcılık Fadıl Şenyaşar’ın Abdurrahman, Mustafa, Süleyman, Kenan ve Nihat Yıldız’a yönelik kasten öldürme teşebbüs suçunu, Mehmet Şah Yıldız’a yönelik kasten öldürme suçunu, Ahmet Çetin ve Engin Şimşek’e yönelik kasten silahla nitelikli yaralama suçu ile 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13/1 maddesinde düzenlenmiş suçu işlediğini, şüpheli Enver Yıldız’ın Adil Şenyaşar’a yönelik kasten öldürme suçu ile 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13/1 maddesinde düzenlenmiş suçu işlediğini, şüpheli İbrahim Yıldız’ın Celal Şenyaşar’a yönelik kasten öldürme suçu ile 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13/1 maddesinde düzenlenmiş suçu işlediğini, şüpheli Ali Yıldız’ın Fadıl Şenyaşar’a yönelik yaralama suçunu işlediğini, şüpheli Abdurrahman Yıldız’ın Celal Şenyaşar’a yönelik kasten yaralamaya teşebbüs suçu ile Adil Şenyaşar’a yönelik sopa ile yaralama suçunu işlediğini, şüpheli Mustafa Yıldız’ın Celal Şenyaşar’a yönelik silahla basit yaralama suçu ile Adil Şenyaşar’a yönelik silahla kasten yaralama suçunu işlediğini, müşteki şüpheli Süleyman Yıldız’ın Celal Şenyaşar’a yönelik basit yaralama suçu ile Ferit Şenyaşar’a yönelik silahla nitelikli kasten yaralama suçunu işlediğini, müşteki şüpheli Kenan Yıldız’ın Ferit Şenyaşar’a yönelik silahla nitelikli kasten yaralama suçu ile Fadıl Şenyaşar’a yönelik yaralama suçunu işlediğini, müşteki şüpheli Nihat Yıldız’ın Fadıl Şenyaşar’a yönelik yaralama suçunu işlediğini, şüpheli İbrahim Halil Şimşek’in Ferit Şenyaşar’a yönelik silahla nitelikli kasten yaralama suçunu işlediğini, şüpheli Mehmet Yıldız’ın Celal Şenyaşar’a yönelik basit yaralama suçu ile Fadıl Şenyaşar’a yönelik yaralama suçunu işlediğini, şüpheli Mehmet Şimşek’in Celal Şenyaşar’a yönelik silahla basit yaralama suçunu işlediğini, müşteki Şüpheli Ferit Şenyaşar’ın Süleyman Yıldız’a yönelik basit yaralama suçu ile Kenan Yıldız’a yönelik basit yaralama suçlarından cezalandırılmalarını talep etti.
Başsavcılık hazırlanan iddianameyi Urfa 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne sundu.
Muhammed Abdulkadir Esen