“ZÜBÜKLERDEN KURTULACAĞIZ”

Türkiye Komünist Partisi Antep Tuğcan Otel’de halk toplantısı düzenledi. Büyükşehir Belediye Başkan adayı Fatma YÜCETAŞ, Şehitkamil Belediye Başkan adayı Damla ÇINAR ve Şahinbey Belediye Başkan adayı Fati BAHAR’ın konuşmalar  gerçekleştirdiği toplantıya ilgi yoğundu. EMEKÇİLERİN YANINDAYIZ! TKP Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Fatma Yücetaş  konuşmasına kendisini tanıtarak başladı: "25 yaşındayım. Sizler gibi, milyonlar gibi emekçi bir ailenin emekçi bir ferdiyim. Aslen Malatyalıyım. Ege, ecza teknikerliği mezunuyum." Gaziantep'te emeğin, emekçinin sesini yükseltmek için, ülkenin ve kentin üzerindeki kara bulutları birlikte dağıtabilmek için aday olduğunu dile getiren Yücetaş seçim çalışmalarının eşit şartlarda sürmediğine dikkat çekti. Yücetaş "Örneğin bugün bir otelin salonunda bir araya gelebildik. Belediyeye ait salonları kullanamıyoruz, AKP adaylarına zimmetlenmiş durumda. Belediyenin, yani bizlerin olan aslında, bizim vergilerimizle, emeğimizden çaldıklarıyla tahsis ettikleri yüzlerce araç, yüzlerce çadır hepsi AKP'nin adayları için kullanılıyor. TKP hazineden de yararlanamıyor, yaratmaya çalıştığı her olanağı kendisine gönül verenlerle, dostlarıyla dayanışarak yaratıyor. Bu salonu da yine aynı şekilde dayanışma sayesinde tutabildik" dedi. BİZİ O BETONLARIN  ALTINDA BIRAKTILAR! Antep'te "siyaseti bu denli kirleten, ilkesizleştiren adayların karşısına; insan onuruna yakışır şekilde yaşayan, dürüst, çalmayan, çırpmayan, yalan söylemeyen üç emekçi kadın olarak" çıktıklarını belirten Yücetaş siyaseti kendi çıkarı için, koltuk pazarlıklarıyla, kendisini garantilemek için yapan, milyonların umudunu kıran tüm siyasetçilerin karşısında olduklarını dile getirdi. "Bizler ait olduğumuz yerde, emekçilerin yanındayız" diyen Yücetaş iki milyondan fazla nüfusa sahip Gaziantep'te ciddi bir barınma sorunu olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:   TKP Gaziantep Şahinbey Belediye Başkan Adayı Fati Bahar  konuşmasına kendini tanıtarak başladı: "2007 yılında Gaziantep Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümünü kazanıp geldiğim Gaziantep'te 16-17 yıldır yaşıyorum. 2 çocuk annesiyim." Rantçılara karşı komünist belediyecilik için yola çıktıklarını belirten Bahar "Yıllardır bu kenti AKP yönetiyor. İşçi sınıfının bu denli yoğun olduğu bu kentte sömürünün en acı haliyle yaşandığı apaçık. Fakat AKP'nin en belki de tek başarılı olduğu reklamcılık anlayışıyla bambaşka bir biçimde yansıtılıyor" dedi. Şahinbey'in ülkenin en hızlı büyüyen ilçelerinin başında geldiğini dile getiren Bahar "Ben Şahinbey'e baktığım zaman emekçiler için koca bir cehennem görüyorum. Sanıyorlar ki bu devran hep böyle devam edecek, aç bırakmakla korkuttukları sindirdikleri sandıkları emekçiler hakkı olanı almak için kapılarına dikilmeyecek diye düşünüyorlar. İşte bizler sermaye sınıfının pembe dünyasının yıkmak için kolları sıvıyoruz bugün bu salonu dolduran emekçiler olarak" diye konuştu. AKP'li Şahinbey Belediye Başkanı'na atıfta bulunan Bahar "Bize diyorlar ki sizin Mehmet Tahmazoğlu karşında şansınız var mı? Biz de diyoruz ki emekçiler kendilerini temsil etmeyenlerin yönetimine mahkum edilemez. Emekçinin oyları patronların partisinin tapulu malı değil!" dedi. “HADDİNİ AŞAN,KADINI DÖVEN’ Buraya nasıl gelindi peki? diye sorarak şunları söyledi: 2017 yılında AKP'nin Şahinbey Belediyesi evli çiftlere hediye paketleri içinde Menzil cemaati liderlerinden birine ait kitapçıklar dağıtıyordu. Erkeğin kadını nasıl döveceğini anlatan... 2019'da Emine Bulut'un eski eşi tarafından katledilmesinin ardından yine aynı belediyenin kitapçığında 'haddini aşan kadını döven' ifadesi yer aldı. Kadına yönelik şiddetin kadın cinayetlerinin en büyük sorumlusu bugün AKP'nin ta kendisidir. Daha iki gün önce 8 Mart Emekçi kadınlar Günü'nde Nizip Devlet Hastanesi başhekim yardımcısı Feray Balkan eski eşi tarafından kurşunlanarak katledildi. Şahinbey'de yerel yönetimin tüm kamusal alanları tarikatlara peşkeş çektiğini belirten Bahar "Biz bunları ortadan kaldıracağız. Kadına yönelik şiddet ancak dayanışmayla, örgütlü yüzümüzün yarattığı toplumsal dönüşümle son bulabilir. Şahinbey'in tüm mahallelerinde semt evleri kuracağız. Kadın Dayanışma Komitesi kuracağız ve kadınlarla birlikte tacize tecavüze sömürüye karşı örgütleneceğiz" diye konuştu. TKP Gaziantep Şehitkamil Belediye Başkan Adayı Damla Çınar konuşmasına 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle yüzyıllardır mücadele eden ve hâlâ mücadele etmeye devam eden tüm emekçi kadınları selamlayarak başladı.Sonrasında kendini tanıtan Çınar: "25 yaşındayım. Diğer aday arkadaşlarım gibi ben de emekçi bir aileden geliyorum. Lisans eğitimimi Dersim Munzur Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde tamamladım. Orada yaşadığım dönem boyunca Tunceli Belediyesi'nde meclis üyeliği, belediye encümenliği, başkan vekilliği ve çeşitli komisyonlarda başkanlık görevlerinde bulundum. Bugün ise doğup büyüdüğüm şehir olan Gaziantep’te, partimin isteği doğrultusunda Şehitkamil Belediye başkanlığına aday oldum." Antep’te  mücadele olanaklarına işaret eden Çınar şöyle konuştu: "Mücadele olanakları derken neyi kastediyoruz? Bugün organize sanayi bölgesinde çalışan emekçi kardeşlerimiz, ürettikleri emeğin karşılığını alamayarak bütünüyle ağır bir sömürüye maruz kalıyorlar. Peki bu sömürüye ses çıkardıkları zaman ne mi oluyor? Ya İşten çıkarılıyorlar ya da ağır hakaretlere ve tehditlere maruz kalıyorlar. Yıllardır fabrika direnişlerinde karşımıza çıkan net bir veri şudur ki; iktidar partisinin belediye başkanları, onların alternatifi zannedilen muhalefet partisinin patron seviciliği ve grev kırıcılığına rağmen işçiler birlikte olmanın ve sınıfını tanımanın bilinciyle bu direnişlerinden kazanım elde ederek çıkıyorlar.  İşte dostlar bahsettiğimiz gerçekliğin kendisi tam da bu örnekle vücut buluyor. Bugün yerel yönetimler dediğimizde aklımıza birlikte üretip yönetmek gelmiyorsa yıllardır akılsızca yönetilen kurumların sonucudur." Böyle gelmiş böyle gider mantığına "hayır" diyeceklerini dile getiren Çınar "Bunun en somut örneklerini 2015‘te Ovacık’ta, 2019’da Dersim‘de deneyimledik. Halkçı belediyecilik anlayışının sonucunda halkın sırtına yüklenen en temel haklardan su, barınma ve ulaşım gibi kaynakların halkın çıkarları doğrultusunda nasıl seferber edilebileceğini gördük. Büyük bir bütçe ayırmadan, hiçbir şirkete ihale vermeden, bir belediyenin zaten yapması gereken yolların, kaldırımların halk ile birlikte omuz omuza vererek nasıl yapılabildiğini gördük. Emekçilerin zam gündeminin bir pazarlık konusu olmadığını gördük. Üretim kooperatiflerimizde hep birlikte üretip daha ucuza erişebilirliği sağladık. Anlayacağınız dostlar bize imkansız gibi gösterilen bunca imkanı çalıp çırpmayıca her şeyi yapabileceğimizi gösterdik." Antep'in sanayi açısından çok gelişmiş, verimli tarım arazileri olan ve olumlu dinamiklere sahip bir kent olduğunu vurgulayan Damla Çınar "Aslına bakacak olursak bugün emekçinin aç kalmaması, çiftçinin üretim yapabilmesi gerekir. Ancak gerçekler böyle değil. Emekçiler yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor, çiftçiler ise üretim, hammadde ve benzin gibi sebeplerden üretim yapamaz halde. Bunlar yaşanıyorsa sebeplerini bulmak ve değiştirmek için harekete geçmek gerekir" diye konuştu. Antep'teki yoğun patron nüfusuna işaret eden Çınar "Bu nüfus, tüm çarkları kendi çıkarları için döndürürken geri kalan kesime ise kader diyip, şükretmelerini isteyerek kabullendirmeye çalışıyorlar. Bu işin sermaye tarafına oluştururken, bir diğer yandan da sadece seçimden seçime göstermelik olarak halkı hatırlayan, rantı, talanı sömürüyü kendine görev addeden bir yönetim anlayışı var. Zaten hepimizin bildiği üzere bu yönetim anlayışı, hizmetleri sermaye sınıfına yapıyor. Dostlar, biz bunları kökten reddediyoruz! Biz diyoruz ki; merkezi ve yerel tüm kaynaklar tüm yurttaşlarımızın çıkarları doğrultusunda eşit bir şekilde kullanılmalıdır" dedi. Çınar, komünistlerin emekçi halkın sağlıklı ve nitelikli barınma, ulaşım, eğitim ve kültür olanaklarına kavuşması için tüm olanakları seferber edeceğini, tüm yurttaşlara; dil, din, ırk, cinsiyet ve renk ayrımı gözetmeden hizmet edeceğini, tüketim ve üretim kooperatifleri kuracağını, tüm konut kaynaklarını halkın kullanımı için seferber edeceğini belirtti. "Sizlere doğup büyüdüğüm yer olan Şehitkamil’den bahsetmek isterim" diyen Çınar şu ifadeleri kullandı: "Hepimizin bildiği üzere Rıdvan Fadıloğlu’nun yapmaktan en çok hoşlandığı şey, tüm alanları imara açmak. Yani yoksul mahallelerde bulunan emekçilerden bazen zorla, bazense evinin değerinin çok altında değer vererek arazilerini müteahhitlere peşkeş çekmek. Bunun en yeni örneklerinden birisi de Karşıyaka semtimizdedir. Bilen bilir. Karşıyaka yıllardır kentsel dönüşüm sürecinde olan bir yer. Karşıyaka’da lisede okurken sık sık insanların evleri için verdikleri mücadelelere tanık oldum. İnsanların evlerini vermemek için elektriksizliğe altyapısızlığa ve susuzluğa nasıl mahkum edildiğini izledim. Sonra hızlı bir şekilde yurttaşların evleri yıkıldı, yeni devasa binaların temelleri atıldı, derken büyük bir deprem yaşandı. Hepimizin çok zor dönemden geçtiği, yakınlarını kaybettiği, acı bir dönem yaşadık. Peki ne mi oldu dostlar? Tüm krizlerde olduğu gibi bu krizde de çarklar sermaye sınıfının çıkarları için döndü. Yine bu krizin faturası emekçilere kesildi. Yani diyeceğim odur ki dostlar, bu bozuk düzende taraflarımız çok net. Sömürenler ve sömürülenler. Kapitalizmin çarkları şimdilik onlar için dönüyor olabilir. Fakat geminin dümenine emekçiler geçecek ve bunun temellerini birlikte üretip birlikte yöneteceğimiz halkçı belediyelerin artmasında payı çok büyük olacak." Çınar konuşmasına Nazım Hikmet’in “Umut”şiiriyle son verdi: “İşler atom reaktörleri işler Yapma aylar geçer güneş doğarken Ve güneş doğarken hiç umut yok mu Umut umut umut Umut insanda…”