Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, “Altı da üstü de Kültür” düsturundan hareketle şehrin yer altındaki tarihinin kapısını aralıyor. Bu kapsamda şehrin simgelerinden biri olan Gaziantep Kalesi’nin altında Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu kararına istinaden yapılan temizleme çalışmaları neticesinde yerin 18 metre altında bir şehir efsanesi olan “Tatlı-Acı Su” bulundu. Çalışmalar tamamlandığında kale ve şehir çevresinde Kurtuluş Savaşı dönemine kadar savunma amaçlı kullanılan tüneller ortaya çıkarılarak turizme kazandırılacak.
Büyükşehir Belediyesi tarafından Gaziantep Kalesi’nde yapılan temizlik çalışmaları sırasında tünelin mevcut olan eski elektrik hatları yenilenerek, yanmayan armatürler değiştirildi, aydınlatma sistemi daha homojen hale getirildi. Şehrin diğer noktalarında bağlantısı olduğu tahmin edilen ve Antep Savunması’nda etkin olarak da kullanılan tünel sistemlerinin bir kolu olduğu bilinen kale tünelleri, incelemeler ve çalışmalarla haritalandırma yapılıp bağlantıları çıkarılacak. Şehirde bulunan kastel ve livaslarla bağı olduğu tespit edilen acı- tatlı su ise inceleme altına alındı. 6 bin yıllık tarihi, gizli geçitleri, tünelleri, savunma sistemleri ve kastelleri ile şehrin merkezinde zamana meydan okurcasına dimdik ayakta bulunan Gaziantep Kalesi, devam edecek çalışmalar ile beraber tünellerin ve su kaynaklarının tamamı en ince ayrıntısına kadar temizlendikten sonra, bilimsel çalışmalar ile birleştirilip daha sağlıklı veriler eşliğinde turizme kazandırılacak. Büyükşehir Belediyesi yürüttüğü çalışmalarla Gaziantep’in tarihi ve kültürel yapıları ile sır gibi sakladığı bilinmezlikleri bir bir gün yüzüne çıkarmaya devam edecek.
Bulunan “Tatlı- Acı Suyu” ziyaret eden Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Gaziantep’in yüzü Antep Kalesi’ndeyiz. Bizim çocukluğumuzda anlatılan bir hikaye vardı. ‘Kalenin altında bir acı bir de tatlı su var’ derlerdi. Şu anda içinde balıkların yüzdüğü tatlı suyu bulduk. Antep Kalesi’nin altından Dülük’e kadar giden hatlar mevcut. KUDEB başkanımız ve bütün ekibimiz, bu konuda uzman arkadaşlarımızla çalışıyoruz. Mağaracılık yükselen bir değer. Kalenin altında bulunan bu tarihi dokuyu, dünyaya tanıtmak ve bu networku şehrimize çekmek büyük önem taşıyor. Şu anki çalışmalar itibariyle 500 metrelik hattı açmış bulunuyoruz, yolumuza devam edeceğiz. Ortaya çıkarılan tünel ve galerilerle şehrin sırrı çözülecek” diye konuştu.
Gaziantep Kalesi, Türkiye’de ayakta kalabilen kalelerin en güzel örneklerinden birisi olup, gerek ihtişamı ve heybetiyle, gerekse bir sır gibi gizlediği tarihiyle şehir merkezinde, Alleben Deresi’nin güney kenarında, yaklaşık 25 metre yükseklikte hemen herkesin dikkatini çeken bir tepe üzerindedir. Gaziantep Kalesi’nin tarihi günümüzden 6 bin yıl öncesine, Kalkolitik Döneme kadar giden bir höyük üzerinde kurulduğu, milattan sonra 2 ile 3’ncü yüzyıllarda ise kale ve çevresinde “Theban” isimli küçük bir kentin olduğu bilinmektedir. Milattan sonra 2 veya 4’ncü yüzyıllarda kalenin, ilk olarak Roma Dönemi’nde bir gözetleme kulesi olarak yapıldığı ve zaman içerisinde genişletildiği yapılan arkeolojik kazılar neticesinde anlaşıldı. Bugünkü biçimini ise “Kaleler Mimarı” olarak adlandırılan Bizans İmparatoru Justinyanus döneminde milattan sonra 527 ile 565 yıllarında aldı. Yine bu dönemde kale önemli bir onarım geçirmiş olup, onarım sırasında tesviyenin sağlanması için, güney bölüm kemerli ve tonozlu galerilerden oluşan temel yapılarıyla donatılmış, bu galerilerle birbirine bağlanan kuleler inşa edilmiş ve sur bedenleri batı, güney ve doğuya, tepenin sınırına kadar genişlemiş. Kale bu haliyle gayrı muntazam dairesel bir şekil aldı. Kale bedenleri üzerinde 12 adet kule mevcut. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde kalenin 36 burcundan bahsetmesine rağmen günümüzde ise bunların yalnızca 12 tanesini görülüyor. Geri kalan 24 burcun ise kalenin dış surları üzerinde bulunduğu ve günümüz kadar gelemediği tahmin ediliyor. Kale çevresinde bir hendek bulunmakta ve kaleye geçiş ise köprü ile sağlanmakta. Bizans dönemini takip eden yıllarda özellikle Memlüklüler, Dulkadiroğluları ve Osmanlılar ihtiyaca göre kaleyi zaman zaman onarmışlar ve buna dair de onarım kitabeleri konuldu. Kale ikinci defa, 1481 yılında Mısır Sultanı Kayıtbay tarafından elden geçirildi. Ana kapı üzerinde yer alan kitabeden, ana kapı ve kale köprüsünün iki yanındaki kulelerin, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1557 yılında yeniden yaptırıldığı anlaşılmakta.
GENEL
21 Kasım 2024GENEL
21 Kasım 2024GENEL
21 Kasım 2024ASAYİŞ
21 Kasım 2024GENEL
21 Kasım 2024GENEL
21 Kasım 2024ASAYİŞ
21 Kasım 2024