13 Mart 2020 Cuma
MAK Danışmanlık Şirketi’nin Başkanı Kulat, bir süre sonra aktif milletvekillerinin partiye katılacağını söyledi.
Güneyin Sesi Gazetesi- AKP’den istifa eden eski bakan Ali Babacan önderliğinde ‘DEVA’ kuruldu. Anket şirketleri, programı ve tüzüğü daha sonra açıklanacak partinin 90 kişilik kurucular kurulunu değerlendirdi. Siyasi analist İbrahim Uslu, kadın ve genç sayısının yüksekliğine ve Kürt sorununa öncelik verildiğini gösteren isimlere dikkat çekti. MAK Danışmanlık Başkanı Mehmet Ali Kulat, haziranda aktif vekillerden katılımlar olabileceği iddiasında bulunurken GENAR Araştırma’dan İhsan Aktaş “AK Parti’de yer bulmayan siyasetçiler” yorumunu yaptı.
Eski bakan Ali Babacan öncülüğündeki yeni parti girişimi resmi kuruluş başvurusunu yaptı. Adının Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) olması beklenen yeni partinin kurucuları arasında 90 kişi yer aldı. Kamuoyunun nabzını tutan anket şirketi yöneticilerine göre Babacan’ın yeni partisi gençlere ve kadınlara ağırlık vermesi nedeniyle başarılı. Kurulma aşamasında AKP’den daha fazla aktif milletvekilinin olmasının beklendiğini fakat bunun gerçekleşmediğini ifade eden yöneticiler Kürtlere partinin “özel ilgi” gösterdiği görüşünde.
Gazete Duvar’dan Serkan Alan’ın haberine göre Babacan öncülüğündeki partinin kurucular kurulunda çok renkliliğe dikkat edildiğini belirten ANAR Genel Müdürü İbrahim Uslu, “Benim hatırladığım bugüne kadarki en yüksek kadın kurucunun olduğu parti” yorumunu yaptı. 90 kişilik kurucular listesinde 27 kadının yer almasının önemli ve sevindirici olduğunu ifade eden Uslu şu değerlendirmeleri yaptı:
“Zannedildiği kadar eski siyasetçi yok içlerinde. Birden fazla olacağı bekleniyordu ama bir tane hali hazırda milletvekili olan isim var. AK Parti’de siyaset yapan insanlar var ama onlar azınlıktalar, parti çok fazla AK Parti’ye dayanmıyor. Çok fazla Ali Babacan’ın çevresine de dayanmıyor. Onun bürokrasiden gelen arkadaşlarının ağırlıklı olacağı düşünülüyordu. Siyasi parti olmaya çalışmış ve eskiden beri bir arada siyasi faaliyet yürütmüş insanlara değil yeni insanlara olabildiğince alan açmaya gayret edilmiş. Kürt, Güneydoğu meselesi konusunda da belli ki özel bir önceliği var. Kurucular arasında çok sayıda Güneydoğu’dan isim var. Fazıl Hüsnü Erdem, Mehmet Emin Ekmen, Ahmet Faruk Ünsal gibi isimler. Bu isimler Kürt meselesi konusunda herkesin saygı duyduğu insanlar. Dolayısıyla Kürt meselesi konusunda duyarlılık var ve oraya odaklanılmış.”
Babacan önderliğindeki DEVA partisinin siyaset sahnesine katacakları üzerine ise Uslu şu yorumu yaptı:
“Esas önemli olan parti programları ve partinin karakteri. Daha reformcu, devrimci ve yenilikçi bir parti mi olacak yoksa konservatif, siyasetin bildiği yöntemlerle mi devam edecek? Siyaset tarzı olarak konvansiyonel yöntemler kullanacak olursa bu parti bu kadro buna uygun. Siyaset tarzı olarak daha inovatif, bu zamana kadar denenmeyen ve söylenmeyen şeyleri söyleyecekse orada adapte olur. Burada kadro derinliği konusunda bir sıkıntı görmüyorum. Önemli olan tercih edeceği siyaset üslubu. Şu aşamadan sonra gerek Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunlar gerek dünyanın girmiş olduğu yeni kulvar belirleyici olacak. Muhafazakar parti olmayı mı yoksa yenilikçi bir parti olmayı mı tercih edeceği çok önemli.”
Siyasi partilerin kurulmasının demokrasi adına iyi bir şey olduğunu belirten MAK Danışmanlık Başkanı Mehmet Ali Kulat, DEVA’nın kurucuları arasında aktif milletvekili sayısının daha fazla olmasını beklediğini fakat bunun gerçekleşmediğini söyledi. Meclis’te hâlâ görev yapan milletvekillerinden bazılarının yaz ortasında Babacan’ın kurduğu partiye katılacağına dönük bilgi edindiğini söyleyen Kulat şunları kaydetti:
“Kurucular kurulundaki bazı isimler Babacan’ın ekibi olarak biliniyordu. Biz o isimlerle zaman zaman davetleri üzerine görüşmüştük. Bir süre sonra aktif milletvekillerinin katılımları olacak. Özellikle yaz ortasına doğru iki yılını dolduran milletvekillerinin katılımının olacağı konuşuluyor. Kurucular arasında özellikle AK Parti’nin ağır topları, Bakanlık yapmış başarılı isimler var. Kimsenin dikkatini örneğin Hasan Karal çekmiyor. Karal, Tayyip Bey’in en önemli isimlerinden birisiydi. Rize’nin eski il başkanı ve belediye başkanı. Tayyip Bey’in AK Parti’yi kurmasından sonraki çekirdek kadrosunda yer alan isimleri gördüm. Bayanlara ve gençlere önem verilmiş.”
AKP’nin son dönemde Güneydoğu’yu listelerinde ihmal ettiğini belirten Kulat, DEVA’nın kurucularına ilişkin sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Kabinede şu anda Güneydoğu kökenli Abdülhamit (Gül) Bey’i saymazsanız, ki Gaziantepli, başka isim yok. Milletvekilleri listesinde de AK Parti Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da sıkıntılıydı. Bu açığı iyi görmüşler ve pek çok Güneydoğulu ismi görüyoruz. Cesur bir fotoğraf da oluşturulmuş. Kurucular arasında yer alan İdris Şahin hakkında geçmişte bir FETÖ yargılaması olmuş, hapis de yatmıştı. Sonrasında beraat edip AK Parti’de görev verilmişti. Bugün dilekçeyi veren isim olarak dikkatimizi çekti ve o da önemli bir ayrıntıydı. Eksiklik olarak daha sosyal demokrat ve MHP’li gibi AK Parti dışındaki alanlardan isimler bekliyordum. Bir Ramiz Ongun ismi dikkatimizi çekti. Ongun ülkücü tabanın hem MHP hem İYİ Parti açısından saygı duyduğu bir isim. Bu ismi o listede görmek önemliydi. Genel itibariyle liste için iyi diyebiliriz.”
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde partilerin tek başlarına oylarının önemli olmadığını hatırlatan Kulat, Babacan önderliğindeki yeni partinin siyasete katacaklarına ilişkin şunları paylaştı:
“Gelecekte Türkiye güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçebilme adına bir bloklaşma yaşayacak. Parlamenter sistemi isteyenler ve istemeyenler olarak bir talep ortaya çıkacak. Millet İttifakı’nın unsurları farklı görüşlerine rağmen bu noktada birleşecekler. Bir HDP tabanıyla İyi Parti tabanı birbirlerine zıt olmalarına rağmen bu noktada birleşecekler. Sayın Babacan’ın söylemlerinde de bu öne çıkıyor. Babacan’ın muhalefeti ekonomi ağırlıklı olacak. Hem kendisinin hem de yanındaki teknik ekibin ekonomik ağırlıklı oluşu ona bu avantajı sağlayacak. Bu ekip sahada karşılık bulabilir mi diye bakıyorduk meseleye. Doğrusu bu isimler sahada da karşılık bulabilir.”
GENAR Araştırma Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Aktaş’a göre AKP hali hazırda iktidarda olduğu için yeni kurulan partilerin memleketi sarsma imkanı bulunmuyor. DEVA’nın kurucularının “AK Parti’de yer bulamayan siyasetçiler” ve “orta düzey bürokratlar” şeklinde iki başlık altında sıralanabileceğini ifade eden Aktaş kurucular kuruluna dair şunları kaydetti:
“AK Parti’de önceden görev yapmış kişilerin dikkat çekmesine gerek yok çünkü benzerlerinden AK Parti’de yüzlerce var. Örneğin Ramiz Ongun ismi dikkat çekici. Milliyetçi Hareket Partisi’nde belli bir yer edinmiş kamuoyunda karşılığı olan bir isim. 80’li ve 90’lı yıllarda çok karizmatik isimler olurdu, onların siyasette bir pozisyon almaları ve yer değiştirmeleri çok kıymetliydi. Örneğin 80’li yıllarda Beşir Hamitoğulları’nın Refah Partisi’nden yana tavır takınması önemliydi. Bugün kim bir partide yer alsa konuşulur? Muhtar Kent, İlber Ortaylı olsa konuşulur. Karizmatik olup da Türkiye siyasetinden şu insanlar bizimle dediklerinde çok da karşılık oluşturmuyor.”
Yeni kurulan partiler ve ana muhalefet partisi CHP’nin sorunu olduğunu söyleyen Aktaş, “İktidar partisi çözülmeden muhalefet partilerinde bir etkinlik oluşmuyor. AK Parti kurulalı 20 yıla yaklaştı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin oy oranı 20 ile 26 bandında hiç değişmiyor. Bizim araştırmalarımıza göre iktidar hala cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı oyu koruyor. Hata payı çerçevesinde yüzde 49 da 50 de olabilir. Bu şartlarda yeni kurulacak partiler için ‘bugün parti kurduk yarın iktidar olacağız’ çok gözükmüyor. Uzun erimli bir yola talipler ve bakıp göreceğiz” diye konuştu.
Yeni kurulan siyasi partilerin siyasete katacaklarının tartışmalar etrafında belirleyici olacağını belirten Aktaş, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu öncülüğünde kurulan Gelecek Partisi’nin kurulduktan sonra kamuoyu desteğinin azaldığını savunarak şunları söyledi:
“Siyasetin genel gidişatına, ekonomi, demokrasi, özellikle de uluslararası ilişkiler ve ulus devletin güçlendirilmesi noktasında ne söyleyecekleri önemli. Dönemin ruhu çok kibarlığı, centilmenliği ve İskandinav tarzı siyaseti kaldırmıyor. Ekonomi ve uluslararası alana dair söyleyecekleri şeyler vatandaşın ilgisini gösterecek. Yerel seçimlerden sonra yeni kurulacak partilere sanki ilgi ve alâka vardı. Ama bu giderek azalan bir trende dönüştü. Aynı hava bugün siyasette yok. Çok ön yargılı ve çok olumlu ifadeler kullanmak doğru değil. Nihayetinde kendileri bir tarz ortaya koyacaklar ve vatandaş da onları takip edecek. Örneğin Ahmet Davutoğlu’nun partisine kamuoyu desteği kurulmadan önce daha yüksekti. Kurulduktan sonra destek kaybetti. Babacan’ı da göreceğiz.”