Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, CNN Türk’te yayınlanan Hakan Çelik’le Hafta Sonu programında soruları yanıtladı. Bakan Selçuk’un konuşmasından satır başları şu şekilde:
“Salgınla önlemler aldık. Hem işveren hem de çalışanlarımızı korumayı hedefledik. Hem aktif, hem de pasif işgücü programları aldık. Kısa çalışma ödeneği bunlardan en önemlisiydi. Ayrıca işten çıkarmaları önlemeye çalıştık. En temel nokta kısa çalışma ödeneği oldu. Paralel olarak nakdi ücret desteğini fesih kısıtlaması getirdik ki kimse mağdur olmasın.
Kısa çalışma ödeneği
En az asgari 1/3’ten fazla azalttığında gelir desteği mekanizmasıdır. İşsizlik sigorta fonuna ödenen primler var. Bu sigorta fonunu kumbara gibi düşünürsek, işçi ve işverenlerimizin yanında olmaya devam ediyoruz. Geri ödeme yapıyoruz. Gelirlerinin bir kısmını elde etmiş oluyorlar.
“Aralık sonuna kadar uzatılabilir”
Gayet güçlü işsizlik sigorta fonumuz var. Belli bir süre devam edebilir endişemiz yok. Aralık sonuna kadar daha da uzatabilecek kadar fonumuz var. Hem çalışan hem de işveren için gerçekleşen bir mekanizma olsa da normalleşme adı altında başka bir destek de veriyoruz. Kısa çalışma ödeneği etkin olsa da normalleşirken işçimizin daha az gelir almasına neden oluyor. Normalleşme desteği almalarını tavsiye ediyoruz.
Normalleşme desteği
Normalleşme desteği ücret desteği değil, SGK primlerini ödeyeceğiz. Bakanlık olarak 3 aylık primlerimizi 6 ay öteledik. Yani 40 milyarlık bir öteleme. Kısa çalışmadaki verilerimiz 3.5 milyondu ilk başlarda. Normalleştikçe işverenlerimiz geçmeye çalışıyor. Çalışanına full maaş vermek için işverenlerimiz gayret içinde. Bildirgeler normalleşme desteği için bu ayın sonuna kadar 26 Eylül’e kadar devam ediyor. Prim desteği 1000 lira. Kısa çalışmadan faydalandıkları oranda verilecek. 6 ay ötelediğimizin 3 ayını biz ödemiş olacağız.
“10 milyondan fazla başvuru geldi”
Birçok vatandaşımız dönemsel ihtiyaç içinde. Salgın döneminde sosyal yardımlardan faydalanan vatandaşlarımız 6 milyonu aştı. Faz ödemeleri devam ediyor. Salgın dönemindeki kriterlerle muhtaçlık kriterlerimiz uymuyor. Fakat bu dönemde birçok dönemde birçok vatandaşımız dönemsel ihtiyaçta. Bu vatandaşlarımıza ulaşmak için bir form oluşturduk. Belli bir takım sorular sorduk. 10 milyonun üzerinde başvuru geldi. 10 milyon talebi hem SGK hem de İŞKUR’dan teyit ettik. Beyanın doğruluğunu teyit ettik. Aile Sosyal Destek Programı (ASDEP) alımlarının sonuçlarını haftaya açıklıyoruz.
“170 milyon kaynak kaldı”
Sosyal yardımlarda gelen taleplere baktık ki dönemsel ihtiyacında olan muhtaçlıkta olmayan vatandaşlarımız da başvurmuş durumdalar. Başka bir vatandaşımızın sosyal yardım almasını geciktiren bir süreç. Biz Bize Yeteriz kampanyası çerçevesinde 2 milyar 76 milyon lira yardım toplandı. Yüzde 90’ı da dağıtıldı. 170 milyon kaynak kaldı. Ricada bulunayım. Sosyal medyadan bize başvuruda bulunuyor vatandaşımız. Biz ulaşmaya çalışıyoruz, DM’den bile dönüş alamıyoruz. Yüzde 50’sinden daha fazlasına ulaşamıyoruz, tek tek bakıyoruz onlara. Evde herhangi bir gelir varsa zaten biz sosyal yardımları ulaştıramıyoruz. Hane gelirinin asgari ücretin altında olması gerekiyor.
Kadına yönelik şiddet
Hem ülkemizde hem dünyada çok boyutlu sorun. Hem kültürel hem ekonomik birçok arka planı var. En önemli kırmızı çizgilerimizden bir tanesi. Sıfır toleransla amasız fakatsız devam etmekteyiz. Bizim bunun herhangi bir bakanlığın, kurumun değil, topluca bütün vatandaşlarımızın içinde olduğu bir seferberlikle hareket etmek gerekir. Dönüşüm esasında. Dünyada da 3 kadından biri hayatında fiziksel ve cinsel şiddete kalmış durumda. Türkiye’de de hemen hemen aynı.
Şöyle bir algı yanlış. Türkiye daha kötü durumda demek yanlış. Ülkemizde şiddetin medyaya yansımasını tartışabiliriz. Dünya ortalaması altında bir seyirdeyiz. Milyonda öldürülen kadın sayısı ABD’de 22, Romanya’da 8, Türkiye’de 4’e kadar indi. Türkiye’de kadına yönelik şiddetin diğer ülkelerden fazla olduğunu söylemek yanlış bir bilgi. Rakamları uluslararası kıyas için belirtiyorum. Önemli olan şiddeti sıfıra indirmektir.
“Her şüpheli ölüm de kadın cinayeti değildir”
İçişleri Bakanlığı verilerini esas alıyoruz. Her kadın cinayeti bizim kadına yönelik şiddetteki kadın cinayeti değildir. Her intihar kadın cinayeti değildir. Her şüpheli ölüm de kadın cinayeti değildir. Bazı internet siteleri intiharları kadın cinayetlerine katıyorlar. Bu konuda dikkatli olmak lazım. Bazı STK’larımızın yayınladığı siteler var. İçişleri Bakanlığımız tespit ediyor. Biz o verileri esas alıyoruz. Basın mensuplarımıza önerim İçişleri Bakanlığımızı esas almasıdır.
“Erkeğin mağdur olduğu durumlarda da dahil oluyoruz”
Kadın ve çocuğun her durumunda müdahiliz. Bize başvuru ulaştığında davaya müdahil oluyoruz. Erkeğin mağdur olduğu durumlarda da dahil oluyoruz. Biz hak temelli müdahil oluyoruz. Şunu ifade edeyim neden kadına yönelik şiddet, neden erkek korunmuyor deniyor. Burada mağdur olma tarafının yoğunluğu ile ilgili. Cinayetlerde dünyada yüzde 19 kadınlar öldürülüyor. Cinayete kurban giden kadınların yüzde 82’si yakın tanıdığı insan. Erkeği erkek öldürüyor, çatışma kavgada ölüyor ama kadınlar hane içindeki tanıdığı erkek tarafından öldürülüyor. Yoksa tabii ki kadına da erkeğe de ayrım yapmıyoruz.
Öfke ile baş etme konusunda çeşitli çalışmalarımız var. Bizim daha çok iyi haberler yapmamız gerekiyor. Kültürümüzdeki merhamet duygusunu yaygınlaştırmamız gerekiyor. Şiddet haberi yayılırsa, o kadar ülkemizde şiddet var oluşuyor. İçişleri Bakanlığı bir tim kurdu. KADES’i de destekliyoruz. ALO 183’de bizim kadınlarımıza rehberlik ettiğimiz hat. Şiddet anında değil.
Netflix
Çok yanlış bir afişle çocuklarımızı metalaştıran bir afişle Netflix bir dizi yayınını sokacağını ifade etti. Biz de RTÜK’e başvuru yaptık. Hem afiş, hem içeriği okuduğumuzda bizim kültürel kodlarımızla, geleneklerimizle, aile yapımızla uyuşmayan bir içerik içindeydi bu dizi. Biz başvuru yaptıktan sonra, bakanlık yetkililerimiz Netflix’le de görüştü. Bizim için önemli olduğunu da ifade ettik. RTÜK’te kaldırma kararını Netflix’e iletti. Bunun arkası gelir mi burada teyakkuzda olmamız lazım. Biz ne kadar bunları engellemeye çalışsak da toplumsal olarak bu arz-talep dengesinde, bu arzı da talebi de oluşturmamamız gerekiyor.
“Twitter’da yaymak yerine bize link atsınlar”
Bazı yayınlar oluyor, Twitter’da çocuk istismarına yol açanlar oluyor. Vatandaşımız RT’lerek ve like’layarak daha fazla çocuğun görmesine neden oluyorlar. Bize ulaşabilecekleri yerler var. Bize direkt ulaşsınlar. Bunun için de bir Whatsapp hattı kurduk, sosyal medya timlerimiz kuruldu. Twitter’da yaymak yerine bize göndersinler, linki atsınlar biz müdahale etmeye çalışalım.
Engelli atamaları
Biz aracı bakanlığız engelli kotasındaki kadroları bildirmelerine dair yazı yazıyoruz. Açıldıktan sonra atamaları yapıyoruz. Sayılar bildirilince atamaları yapacağız. 2020 için en önem verdiğimiz konu erişilebilirlik yılıydı. Hedefimiz buydu. Bu sene salgınla yandaki çalışmalar sekteye uğradı. Salgın etkileri azaldıkça daha etkin sürdüreceğiz. 3 Aralık’ta bir çalışma başlattık. Teşvik etmeye çalışıyoruz. Ödül verdik, ödülleri vermeye devam edeceğiz.