DOLAR 34,4851 0.06%
EURO 36,4585 0.29%
ALTIN 2.951,260,56
BITCOIN 33329362,24%
Gaziantep
10°

PARÇALI BULUTLU

02:00

YATSI'YA KALAN SÜRE

guneyinsesigazetesi

guneyinsesigazetesi

21 Kasım 2024 Perşembe

İslam Dininde Hayvanların Yeri

İslam Dininde Hayvanların Yeri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

CEREN ORHAN/Canlar İçin Derneği

İnsanların, tüm kâinatı emrine amade gören düşünce ve tavırlarına her daim karşı durdum. Bir hayvana ve onun yaşam hakkına saygı duymak için dinî gerekçeler arayan insanların var olması son derece elim bir durum; ancak böyle düşünenler için İslam dininin hayvanlar konusundaki hassasiyetini gösterebilmek adına birtakım araştırmalar yaptım. Ayrıca İslam’da olduğu gibi öteki dinlerde de hayvanlara sebepsiz yere zarar vermek açıkça yasaklanmış ve hayatlarına değer verilmiştir.

Öncelikle hayvanların, modern (!) şehirlerimizde karınlarını doyuramayacak duruma gelmeleri, onların zihinsel yetilerden yoksun olduğu anlamına gelmez. Velev ki Kur’an’da, bizim irademizin çok daha üstünde olan bir güç (Allah) tarafından, cansız varlıklara bile kendine has birer işlev verildiği bildirilmiştir. (Fussilet, 41:12)  

Ku’an-ı Kerim’de bazı sureler çeşitli hayvan adları ile isimlendirilmiştir. Ayrıca hayvanlar, insanlar gibi ümmet (İslam topluluğu) olarak vasıflandırılmıştır:

“Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) uçan her tür kuş, sizin gibi topluluklardır. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonunda (hepsi) toplanıp rablerinin huzuruna getirileceklerdir.” (En’âm, 6:38)

İslam dünyasında en çok örnek alınan ve sevilen kişi Hz. Muhammed’dir. O’nun değer verdiği şeylere Müslümanlar tarafından da değer verilip, saygı gösterilir. Hz. Muhammed, kediler başta olmak üzere tüm hayvanlara iyi davranır ve onları severdi. Hatta Müezza adında bir kedisi vardı ve ona aile üyelerinden biri gibi davranırdı.

Uhud seferi sırasında ordunun önüne, yavrularını emziren bir kedi çıkar. Hz. Muhammed o kedi ve yavrularının başına, zarar görmemeleri için bir nöbetçi dikip, orduyu onların yattıkları yerin çevresinden dolaştırır. Sefer dönüşü, nöbetçiden kediyi isteyerek onu sahiplenir ve adını Müezza (saygı ve sevgi gören) koyar. Ayrıca kedinin siyah tüylü olduğu rivayet edilir.

Kedisini o kadar çok severmiş ki, bir gün sedirde otururken kıyafetinin ucunda uyuya kalan Müezza’yı uyandırmamak için usulca onun yattığı kısmı keserek oradan ayrılmış. Müslümanlar, eziyet edilen hayvanlara Allah’ın huzurunda, Hz. Muhammed’in şahitlik edeceğini düşünür ve onları incitmekten korkarlardı.

Sakarya’da bacakları ve kuyruğu kesilmiş halde ormanlık alana atılan yavru köpek, yaşamını yitirdi.

 

“Haksız yere bir serçeyi öldürenden Allah, kıyamet gününde hesap soracaktır.” (Hz. Muhammed) bir gün hırçın bir deveye binen Hz. Ayşe’nin, onu sert bir biçimde kontrol etmeye çalıştığını görünce:

– Hayvana yumuşak davran! Çünkü yumuşaklık nerede bulunursa orayı güzelleştirir. Bulunmadığı her davranış çirkindir” demiştir.

Ayrıca Buhari, bir hadiste: “Eshab-ı kiram (sahabeler) dediler ki: Ya Resul Allah, hayvanlara iyilikte de sevap var mıdır? Peygamber efendimiz: ‘Her canlıya yapılan iyilikte sevap vardır’ buyurdu” sözlerini nakletmiştir.

“Tüm yaratılanlar Allah’ın ailesi gibidir ve O, en çok ailesine yardım edeni sever.” (Buhari)

Hâlbuki ataları böylesine vicdan ve sağduyulu olan bizler, bugün kapımızın önüne bir kap suyu, bir kap mamayı, hatta artan azıcık yemeği bile koymaz olduk. Yetmezmiş gibi bunu yapanı da “Kediler alışıyor, sonra sürekli burada dolaşıyorlar. Koymayın!” diye azarlar olduk.

İnanıyorum ki bizler, hâlihazırda zaten içimizde var olan ama bugünlerde fazlasıyla unuttuğumuz vicdanımızı yeniden hatırlayabiliriz. Hayvanların yaşam hakkına saygı duyabilir, aslında hepimizin sorumluluğu altında olan “canlar için”, parklar, bahçeler ve sokaklarımızı daha yaşanabilir hale getirebiliriz. En olmadı yaşamalarına müsaade edebiliriz. En azından bu kadarını yapabiliriz…

Bir kap mama, hiç olmazsa biraz yemek artığı ve bir kap su sizden bir şey eksiltmez ama belki bir hayvanın hayatını kurtarabilir. Önümüz yaz ve Antep ili fazlasıyla sıcak, o nedenle yemeğinizi paylaşmak istemezseniz bile dili olmayan bu canlılardan en azından bir kap suyu esirgemeyin. Konuşamasalar bile gözlerine baktığınız zaman sizden yardım dilediklerini zaten anlayacak ve belki o zaman unuttuğunuz vicdanınızı anımsayacaksınız. Lütfen artık onları görmezden gelmeyin…