Özak Tekstil işçileri Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş’ten istifa ederek DİSK/Tekstil’de örgütlendi.
Ücretlerin düşük, çalışma koşullarının son derece ağır olduğunu ifade eden bir başka işçi, haksız yere işten atmaların sık yaşandığını dile getirdi. Fabrika yönetiminin tazminatsız işten atmak için her türlü yönteme başvurduğunu aktaran işçi, bir diğer sorunun da fabrikada çıkan yemeklerin kalitesi olduğunu kaydetti. Yemeklerin çoğunlukla hep aynı çeşit olmasından rahatsız olduklarını ifade eden işçi, “Yemeklerden bir lokma yiyip çöpe dökmek zorunda kalıyoruz, çıkan yemekler hiç iyi değil” diye konuştu.
Fabrikada yetkili olan Öz İplik-İş Sendikasının işyerindeki sorunlar karşısındaki tutumunu sorduğumuz bir başka işçi şunları söyledi: “Kimi kime şikayet edeceğiz! Bu sendika işçinin sendikası değil ki! Geldiklerinden beri işçiyi değil patronu savunuyorlar.” İşyerindeki herhangi bir sorunu ilettiklerinde sendika yöneticilerinin patronun sözcüsü gibi konuştuğunu anlatan işçi, sendikacıların işten atılan işçilere de sahip çıkmadığını söyledi: “Arkadaşlarımız işten kovulurken yüzlerini çevirip işvereni savundular. Zaten patronla aynı saftalar.”
Yaklaşık üç yıl önce Öz İplik-İş’in fabrikada örgütlenmesine öncülük eden işçilerden biri sendikanın verdiği sözleri tutmadığını vurgulayarak “Sendikayı ilk birkaç işçi arkadaşımızla birlikte biz arayıp çağırdık. Başta güzel gidiyordu. Fakat verdikleri sözlerin, vaatlerin hiçbirini gerçekleştirmediler. Bizi resmen kandırdılar. Hiç sağlam bir sendika değil” diye konuştu.
Başka işçi ise şöyle devam etti: “Sendikanın çoğunluğu alması için sayıyı tutturduk. Biz sözümüzü tuttuk ama onlar bizi sürekli oyaladılar. Bize sürekli ‘Süreç devam ediyor’ dediler. Sonra bir öğrendik ki hiç bize sormadan, işçiden habersiz kendi kafalarına göre toplu sözleşme imzalamışlar.”
Sendikacıların üç ayda bir ikramiye, maaşlara en az 200 lira ilave, aylık gıda yardımı, kışlık yakacak yardımı, eğitim yardımı gibi vaatler verdiğini hatırlatan bir başka işçi “Sonrasında asgari ücrete imza attıklarını, sadece yıllık küçük bir kumanya vereceklerini ve ailemizden biri öldüğünde ölüm yardımı yapacaklarını öğrendik” dedi. Görüştüğümüz işçilerden bir diğeri de Öz İplik-İş’le yaşadıkları sendikal deneyimden öğrendiklerini şu sözlerle anlattı: “Biz eskiden sendika nedir doğru düzgün bilmezdik. Sendikalı olan işçinin daha çok hakları olur, bir güvencesi olur diye düşünürdük. Bir de sarı sendika lafını çok duyardık ama onun da ne demek olduğunu bilmezdik. Öz İplik-İş sayesinde artık sendikayı biliyoruz. Ama sarı sendikayı biliyoruz. Bunlardan sendikanın sarısını öğrendik.”
Öz İplik-İş’in halen vaatlerde bulunduğunu ancak artık kandıramadığını belirten işçiler “Sendikacılar, işverenin tarafını tutup, bizim sırtımızdan para kazanıyorlar. Başındaki kişilerden işçi temsilcilerine kadar hepsi gözlerimizin içine baka baka yalan söylüyor. Başta bu sendikaya girdiğimiz için çok pişmanız, bizden çok müdürlerle ve işverenle ilgileniyorlar. Bu sendika işçi sendikası değil işveren sendikasıdır. Sendika aleyhinde konuşanları bile işten çıkarıyorlar” dedi. Öz İplik-İş’e güvenlerinin kalmadığını, daha fazla oyalanmak istemediklerini ifade eden işçiler, bu nedenle istifa ederek DİSK/Tekstil Sendikasında örgütlenmeye başladıklarını dile getirdiler.
Öz İplik-İş’ten istifa eden ve DİSK/Tekstil Sendikasının fabrikadaki örgütlenmesi çalışmasını yürüten işçilerden birisi, istifaların ardından yaşananları şöyle sıraladı: “Öz iplik-İş, verdiği sözleri tutmayan bir sendika. İçeride sendika olmasına rağmen asgari ücretle çalışıyoruz. Servisten yemeğe kadar işyerinde her şey sıkıntılı. İşyerinde bazı arkadaşlara mobbing uygulanıyor, çıkışa zorlanıyor. Bir sürü arkadaşın işine son verildi, sendika sadece izledi hiçbir şey yapmadı. Sendikadan istifalar başladıktan sonra müdürün baskısı arttı, arkadaşları tek tek odasına alıp, tazminatsız şekilde işten atmakla tehdit etmeye başladı. Fabrika yönetimi, Öz İplik-İş’e geri dönmemiz için elinden geleni yapıyor. İşyerine başka bir sendikanın girmemesi için, bizi yemeğe götürmeye başladılar.”
Öz İplik-İş’in patronla iş birliğine tepki gösterenlerin işten atıldığını söyleyen bir başka işçi “Biz canla başla çalıştık, sendikayı içeride yetkili hale getirdik fakat sonra anladık ki sendika bize ihanet ediyor. Fark ettikten sonra sendikaya karşı çıkmaya başladık ama bizi susturmak için başı çeken arkadaşlarımız bir bir işten atıldı” diye konuştu. İşten çıkarılma sürecini anlatan işçi, sendika işçilerden habersiz sözleşme imzaladıktan sonra sendika başkanını arayıp fabrikaya gelmemelerini, patronun iş birlikçisi sendikanın işçilere hayrı olmayacağını söylediklerini, ardından birer hafta arayla 4 işçinin işten çıkarıldığını, işten atılan işçilerden üçünün tazminatının düşük ödendiğini, birine ise hiç tazminat verilmediğini dile getirdi.
Ödenmeyen tazminatları ve sendikal tazminat için dava açtıklarını söyleyen bir başka işçi, Öz İplik İş yöneticisinin kendilerini arayarak tehdit ettiğini, mahkemeyi geri çekmelerini söylediğini dile getirdi. Şimdiye kadar 100’e yakın kişinin işten atıldığını vurgulayan işçi, “Öz İplik-İş’ten istifalar başlayınca, müdür istifa edenleri tek tek içeri çağırarak yeniden üye olmamız gerektiğini söyledi, kaçıncı yüzyılda yaşadığımızı unutmuş gibi, ‘DİSK bu fabrikaya girecek olursa, gerekirse fabrikayı kapatırım’ diye tehdit ediyor” diye konuştu.
İşyerinde işletme şefinin ve Öz İplik-İş temsilcilerinin dindar işçilere “Sizin bu sendikada ne işiniz var, bunlar solcu” diyerek işçileri bölmeye çalıştıklarını anlatan işçiler, fabrika yönetiminin ayrıca “DİSK buraya giremez. Yazık, ekmeğinizden olursunuz. İşsiz kalırsınız” diyerek tehdit ettiğini söyledi. İşçilerden biri şunları dile getirdi: “İşyerinde müdürler de, sendikacılar da aynı şeyi söylüyor. Bunda bir terslik yok mu? Öz İplik-İş’ten istifa edip DİSK/Tekstil Sendikasına üye olmamıza Öz İplik-İş’ten çok işveren üzülüyor. Yani bu sendikayı işçiler değil, patron istiyor. Bu bile bu sendikanın işçi sendikası değil patron sendikası olduğunu gösteriyor. Biz gerçek bir sendika istiyoruz. İşçi sendikası istiyoruz. Bu yüzden DİSK/Tekstil Sendikasında örgütlenmeye karar verdik.”
Aynı firmanın aynı isimle İstanbul’da ve farklı bir isimle (Kübra Tekstil) Malatya’da da fabrikaları olduğunu söyleyen işçiler, buradaki işçilere de seslendiler. “Burada işçileri böyle kandıran, işçiye karşı patronla hareket eden bir sendikanın İstanbul’daki ve Malatya’daki işçiye de hayrı olmaz” diyen Özak işçileri, diğer fabrikalardaki işçilere de birlikte örgütlenme çağrısı yaptı. Urfa’da işçilerin büyük çoğunluğunun Öz İplik-İş’ten istifa ettiğini ve DİSK Tekstil’de örgütlendiğini söyleyen işçiler, İstanbul ve Malatya’daki işçilere “İşçilerin söz ve karar hakkının olduğu, işçilerin hakları için işçiyle birlikte mücadele eden, temsilcilerini işçilerin seçtiği, toplu sözleşmenin nasıl olacağına işçilerin karar verdiği, işçiye sorulmadan, işçinin onayı olmadan anlaşma yapmayan, işçiyi satmayan, işçiye ihanet etmeyen gerçek bir sendika için bizimle birlikte mücadele etmeliler” diye seslendi.
Konuyla ilgili Öz İplik-İş İşyeri Temsilcisi Adem Güzelkaya ise yaptığı açıklamada iddiaları kabul etmedi. İşçilerle toplu iş sözleşmeleri süreçleri de dahil olmak üzere sürekli istişare içinde olduklarını savunan Güzelkaya, “Her aşamada işçi arkadaşlarımıza bilgi vermekteyiz” dedi.
DİSK/Tekstil’in sendikalı bir işyerinde çalışma yapmasının sendikal mücadelede açısından bir izahı olmadığını savunan Güzelkaya, “Bu davranışlar, işçinin gözünde sendikaları itibarsızlaştırmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Söz konusu sendika, işçiler tarafından tercih edilmemektedir. Sendikal mücadelenin bu gibi aslı olmayan konularla yıpratılmasını, sendikal hareketin geleceği ve işçilerin haklı taleplerine ulaşmalarına engel olması bakımından doğru bulmuyoruz” dedi.(Evrensel)
GENEL
21 Kasım 2024GENEL
21 Kasım 2024GENEL
21 Kasım 2024ASAYİŞ
21 Kasım 2024GENEL
21 Kasım 2024GENEL
21 Kasım 2024ASAYİŞ
21 Kasım 2024